Mayıs 28, 2005
Kordon Sefası(!)
Denize karşı oturup bir sigara eşliğinde sohbet ederim genelde arkadaşımla Kordon'da.Üzerimde çok dinlendirici,huzur verici,rahatlatıcı bi etki yapar.Biraz uzansanız denize değebilecek olmanız gibi güzel ama denizin temiz olmaması gibi kötü bi özelliğe sahip olmasıyla,uzandığınızda üzerinizden akıp giden bulutları izlediğiniz çimenleriyle,yer yer bozulmuş olsa da spor yapmanız için yapılmış koşu/yürüyüş yoluyla,sevgililerin öpüşme koklaşma mekanı minik ağaçlarıyla-saklandıklarını sanıyorlar bir de-,Karşıyaka'ya ve daha ötesine bakan banklarıyla,denizin üzerinde bazen kayarmış gibi,bazense denizle kavga edermiş gibi denizi köpürterek giden vapurlarıyla,uyuyakalmış ayyaşları ve daha niceleriyle belki de İzmir'in en güzel yerlerinden birisi Kordon.Peki Kordon'u Kordon yapan bir şeyi unuttum mu?Unutmadım şimdi başlıyoruz...
Boş bulduğunuz bir banka ya da çimenlere oturursunuz önce.Niyetiniz arkadaşınızla sohbet etmek ya da yalnızsanız bu güzelliğin tadını çıkartmaktır.Ama artık çok geç.O sizi çoktan görmüştür.
Ayağında şalvarı ya da eteği,başında hafif sıyrılmış tülbenti,ağzında sakızı,elinde ya bir demet gülü ya da bir kaç baklası ve taşı,ayağında terliğiyle sallana sallana yanınıza yaklaşır.Gelir önünüze çömelir "Avrupa güzelim,Şanzelize güzelim,yakışıklım,Polat'ım,Karahanlı'm-o günlerde popüler olan dizi karekterlerinden herhangi biri olabilir- bakayım bi falına be." der.İstemezseniz ısrar eder.Resmen bulunduğu yere yapışmış gibi konuşur da konuşur.İstediğini yaptırana kadar çeşitli şeyler söyler "milyar bağışlamıcan bana gönlünden ne koparsa" en sık kullanılan yalandır.Sizin gönlünüzden kopan istediği meblağ değildir çoğu zaman.Bir de pazarlık eder öylesine baktırdığınız fal başınıza bela olur.Bir de gül satan ve şiir okuyan versiyonları vardır bunların ama isteseniz fal da bakar onlar.Soylarında olduğundan mıdır bilinmez hepsinde falcılık bir yetenek olarak bulunur.Fal baktırmazsanız ya da alışveriş yapmazsanız ya bir beddua eder size giderken ya da bir küfür yersiniz taa gönlünden.İşte bu durumlara karşı kullandığım en etkili silahımdı "inanmıyorum hiç oturma sağol teyzecim" demek ancak dün biri "fala inanma falsız da kalma yabancı mısın sen yakışıklım?" dedi.Artık hiçbir sözcüğün etkili olmadığı bu tüccarlara karşı ya at üstünde dolaşan İngiliz polisi havasındaki Türk polislerimizden yardım isteyeceğim ya da duymazdan gelip konuşmama devam edeceğim.Biliyorum ki duymamış gibi yapsam "hişş sana diyorum" diyerek dürtecek kadar gururlu(!) şahsiyetler bunlar...
Neyse falcıya inanma falcısız da kalma hayat felsefesindeki bu insanların Kordon'u terk etmesi dileğimdir.