Ağustos 25, 2015

kac kisi kaldik?
suraya acil bir tiktik;
churchell@gmail.com


Mayıs 05, 2015

yanimda uyuyorsun sen. bulutlar duruyor basinin ustunde. yuzune cevirdigimde gozlerimi gordugum yesil, gunesin en sarisi vuruyor uzerine.
hayat her sey yolundayken, seninle en denize yapilan bir otobus yolculugu aslinda. gozumden damlayan uykusuzluga ragmen burnuma gelen kokun, tum kotuluklere dayanma sebebim gibi.
hayat herkes evindeyken, evden cikmak seninle. elimizdeki valizden yukselen tartartar seslerine karisan guluslerimiz. dudaklarimizdan goge yukselen ince bir yagmur sonrasi kokusu.

sevgilim. yanimda uyuyorsun ya sen, yanimda uyuyorsun. yanimda. yan yana. birlikte. yanimda.
hic uyanma.

Nisan 28, 2015

daha once kımseye seni seviyorum dememis olmayi istemek. ne buyuk bencillik. ne denli haksizlik belki de. ama bu boyle.
kilometreler var aramizda. kossam kosamadigim. hic.
bir sebepten, mesela en basiti, kedisizlikten. dunya basima yikilmisti ya senden once, seninle mi ayaga kalktim ki ben? 
seni seviyorum dediginde icimde bir seyler isiniyor. sanki yer ayagimin altindan cekiliyor da boslukta sallanip duruyorum ya da goge mi yukseliyorum. gibi bir seyler.
seni acittigim, hircinligim, huysuz zamanlarim. sen yokken hepsi en buyuk pismanliklarim ama yanindayken de kacamadigim, durduramadigim.
ah! nasil olacak, nasil basaracagim bilmem. 
gozlerimi kapattigimda, onumde iki koca dunya gibi uzanan. daha cok guınesi andiran. parlak, kahvenin en guzel hali ve etrafinda minik lekeleriyle. sadece sen. sevgilim bak beyaz! dedirten bana. ya gunesim olmasaydin gogume, bulutlarim karanlikta kalirdi.
gozume usulca yuruyen yas, benden uzakta yaninda olan herkes gidebilir mi lutfen? cunku onlar ki hic fedakarlik yapmadan seninle ayni havayi soluyorlar. oysa ben, ben, ben... kimim ki? 
gogsumde yanik bir koku, senden gelip bana yerlesen. seni nasil sevdigimi birkac kez ruzgara anlattim. esip gitti. bugunlerde agaclar daha medeni, keske onlara anlatsaydim. kipirdamadan durdukca onlar, daha cogunu konussaydim. cunku her sey susuyor ne zaman sana gelse konusulacaklar. yollar dusuyor onume, gunesi ardima aldigim. golgem uzuyor sonra, yaptiklarim da asiyor ya boyumu peki ya henuz yapmadiklarim?
korkuyorum bazen, yalan yok. zangir zangir titriyor en cok da sol yanim. 
sagim oluyorsun zamanla, solum oluyorsun. onum eksik, arkam yarim. cunku sensizlik cikiyor her falda, gri bir sehirde devrilen her sisede gozumde canlaniyor yasattiklarin.

buradayim iste, en cok da ellerim burada.
tut.
sev.
birakma.


en guzel yerindesin hayatimin, diye degil.

Nisan 27, 2015

beraber kucuk bir cocuk olabildiginde hayat, ustune sicrayan sulara kahkahayla karsilik verdiginde mesela. beyaz bir at tasvir ediyorum gozlerim kapaliyken, yelelerinden tutup opmelere doyamadigim, zaman zaman kiyabildigimi saniyor o. ah avuclarima opucugunu birakanim benim, kirilan benim kalbim aslinda, cahil cesaretimden. sonra dunya boyunca uzanan kollarin sakinligi, gunes gunes gunes. kucuk bir bulutun mutlu hikayesi bu anlattigim bayim, sonsuza kadar, evet.
hayattaki en guzel renk sensin, cunku ben ne kadar bulutsam bize sen de o kadar gunessin.

Nisan 07, 2015


icimde oyle bi'sey var ki, en guzel tinilara soz yazmak istiyorum. suya anlatir gibi, en saglam topraga kok salmak ya da. bir bulut olsaydim sayet, gunesin kapanmasin diye hic kipirdamazdim. zaten donen dunya degil kirk kuyrugu birbirine bagli kurnaz tilkili basim.
gidilen en uzak yol parmak uclarimdan saclarin, yapraklarin dokuldu, seni ta buraya dek tasidim. icim kirk kapili penceresiz oda. icimin kilitlerini kira kira actim. kapilari ardimizdan tek tek kapadim. bana tuzu verin, buz edeyim. ah gozlerini verin birazcik da uykuma sereyim. siz bahar gelmedi saniyorsunuz ya, susun da biraz dinleyin. bakin evet orasi kalp, ustunde tek bir isim. yaniyor yaniyor da sonmuyor hic. yaniyor yaniyor ama sonmuyor dilegim.
iyi geceler kediler kediler kediler. ulumasi ruyama girmis saksida yetisen kopekler. unutamadiklarimdan bi hayat yaptim, gel, yasariz ya da dortnala kacariz artik sen nasil istersen. 

Nisan 01, 2015

beyaz beyaz, dibine dek beyaz dedikce titriyorum. elimde bir kadeh, neresinden tutunacagimi bilemiyorum.
bitmesi gerekenler bitmedikce, baslamasi gerekenler de baslayamiyor sanirim.
nereden cikti bu surekli dusme hissi, alnimi carpsam kendime gelecegim, tutsan bir daha dusmeyecegim.
ne ben carpiyorum kendimi bir yere, ne sen topluyorsun kendinle. sonsuz bir bolunmusluk, parcalanmislik hissi.
doluyor, yag gibi kadehten icime. iyi ki varsin sen bi yerlerde, iyi ki yokum ben.
anlatmak istediklerimi kimseye anlatamiyorum. kalbimi cikartip bak bu diyemiyorum. aciyor. bu, aciyor. yapamadikca, sey'ler uzerinden yargilanirken ve futursuzca gulumserken icimden, eskimis pabuclarla kufrederken, kuculurken buyuk gozlerinde, tarif edemedigim, anlatamadigim her seyin cezasini yine ben cektim.
yine olsa, ah, yine cekerim.

camdan kirilarak gunes doluyordu, cam gunesi kirabiliyordu, sen burnunu cekerken, ben muzikleri degistirip yeni bir dunya yaratirken, baska bir yerlerde baska seyler planlaniyordu. her seyi cek icinden, beyazi bana birak ama.
dibine dek.
olene dek.

Ocak 27, 2015

her seyi tamamladigimi dusunurdum eskiden.
hicbir seyi yarim birakmadigimi, her seyi tamamlayana kadar tuketip bir sonraki adima oyle gectigimi.
oyle olmadigini anlamam icin durmam gerekiyormus sanirim. birilerinin topragima gitmesi gerekliymis ya da.
gozlerim dahi dolmadan tarif ettiklerim. hani benim evimdi oysa? degilmis demek ki diye kestirip atamam. bu sefer yapamam.
ya yillardir huzur huzur diye pesinden kostugum sey huzursuzlugumsa?
yardim lazim.
boguluyorum.