Kasım 28, 2005

Bu sabahların bir anlamı olmalı



yastığına senin sarılıp kokunla uyumuşum
üstüm açık kalmış, üşürken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses, "uyan,o burada"
uyandım, aradım, bulamadım
suçum neydi?
neden böyle oldu?
bu sabah bir umut var içimde;
nasıl olsa geri gelirsin diye
her şey yerli yerinde yine
bu sabahların bir anlamı olmalı
koltuğuna senin kıvrılıp, hayalinle uyumuşum
camlar açık kalmış, ürperirken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses, "uyan,o burada"
uyandım, aradım, bulamadım
bu sabah bir umut var içimde;
nasıl olsa geri gelirsin diye
her şey yerli yerinde yine
bu sabahların bir anlamı olmalı







Gittiğinden beri bekLiyorum seni..
Emin oL hiç bitirmedim..
Geçmiş zamanLı cümLeLer kuramadım seninLe iLgiLi..
O kadar uzun zaman geçti..
ve ben çok özLedim seni,sesini..
Kimse senin gibi güLmedi buLutLarın ardındaki güneş misaLi..
ya da kimse ısıtamadı içimi,sen sarıLdığında ısındığı gibi..
Ama biLiyorum ki haLa kimse sevmedi benim seni sevdiğim gibi..
Sana geLmek üzere gitmek istiyorum..
GeLmemek üzere gidiyorsun..
Tüm yoLLarım sana çıkıyor,her günüm sana doğuyor..
AnLamıyorsun,beLki de anLıyor anLadığından korkuyorsun..
Nerede oLduğunu biLmiyorum..
Arayıp sana dair bi'kaç keLime söyLemek
güLüşünü duymak istiyorum..
Sonßaharım seni sensiz de seviyorum..
Bugünün hatrına geL,istersen yarın yine gidersin..
Eğer bugün geLirsen,gözyaşLarımı siLersin..
Bu sabahLarın anLamı tek ve değişmeyecek demiştim,
hatırLa.
Bir de bak şu konuşan insanLara..
O kadar çok "sus!" dedik anLamadıLar..
AğızLarına geLeni gördükLeriyLe yorumLayıp harmanLadıLar..
Sensiz boğuşmak dahi istemiyorum,güLüp geçiyorum hepsine..
BiLiyorum duymak istedikLerin yazdıkLarımın tersine..
Ama yine de soruyorum kendi kendime,
niye her sabah bu umut var içimde..?
Bu sonbaharLarın bir anLamı oLmaLı..
"Bugün"ün hatrına geL,istersen yarın gidersin..

Kasım 27, 2005

Nedensiz

Blogumla aram açıldı..
Ben yazmak istemiyorum o da yazdırmak istemiyor..
Barışacağız yakında..

Kasım 23, 2005

Broken Puppet
























Oyun başlar ve sergilenir roller..
Gözyaşları üzerine iliştirilmiş makyajı akmış maskeler..
Kasapta et seçer gibi seçer oyuncağını seyirciler..
Alır götürür sahneden..
Paramparça eder,daha aşk kendine gelmeden..
Sonra..
Kapanır perdeler ve biter seyirler..
Geride kalır kırılmış oyuncaklara ait;
"paramparça aşklar,köpekler"..

Kasım 22, 2005

Bir damla gözyaşı

tersköşe® :
başkasına sevgi vermek için sevmek lazım kendini
tersköşe® :
kendimden nefret ediyorum anlayın gerisini

Kasım 17, 2005

Kasım 16, 2005

Çok uzaklarda

Mutluluk çok uzaklarda anne
bizi bırakalı

terk edeli çok oldu..
Sen de biliyorsun bir aile değiliz biz
Çoktan kaybettik,yitirdik bazı şeyleri
Sanki mutsuz olmak için dünyaya gelmişiz..
Biz diye bir şey yok anne
boşuna bir arada tutmaya çalışma,
arada kalma..
Bırak ve git bizi..
Mutluluğun peşinden git..
Bir kez gülümse n'olur ömrünün kalan yılları hatrına..
Bir kez bak hayatına ve gör yaşamadıklarını
ertlediğin yaşadıkların uğruna..
Annecim;çoktan bittik ve tükendik biz..
Birbirimizden koptuk ve parçalandık..
Başkalarının sımsıkı sarıldığı hayatlara biz hep uzaktan baktık..
Daha fazla ertleme hayatını
sarıl rüzgara ve git..
Beni düşünme
Ben de gideceğim bir yerlere..
Ama hayır boşuna sevinme..
Gideceğim yön aynı değil ki seninkiyle..
//
Paramparça aşklar köpekler değil aslında o söz
Paramparça hayatlar aileler..

Kasım 14, 2005

Kavaller

isterim bir prenses :)

Günün notu:Hiç bu kadar iğrenç hissetmedim.
Günün Tavsiyesi:Webcam'de saçma sapan pozlar verip,paylaşın.Zevkli oluyor.

Kasım 13, 2005

Gmail Davetiyesi

Hala Gmailiniz yoksa..
Nasıl alacağım,davetiyem yok diyorsanız üzülmeyin.
terskose.blogspot.com Gmail davetiyesi dağıtıyor.
Evet evet yanlış okumadınız.
churchell@gmail.com adresine mail yollayan ve yolladığı mailin konu kısmına "davetiye" yazan ilk 20 kişiye hem de..
Paylaşım çılgınlığım geldi.
Kendimi Happy Hours Vj'i gibi hissettim,gerçekten..


Günün notu:İki bayram arası davetiye yollamak sevaptır.
Günün tavsiyesi:Gmail iyi bi'şeydir maili silmenize gerek yokmuş..

Kasım 12, 2005

Serzenişte

Sözleriyle mükemmel olan.
Müziğiyle mükemmel olan.
Söyleniyle mükemmel olan.
Çalanıyla mükemmel olan.
Tamamiyle bir bütün olan ve oluşturdukları bütün tapılası olan;
VEGA...Geliyor..
Şarkıları Serzenişte radyolarda dönmeye başladı bile..
Ha gayret..Son bir "hadi ya"dan sonra "oh be nihayet" gelecek..
Herkese albümü,daha çıkmadan tavsiye ediyorum.

Ben büyüyünce Vega olacağım.Kararımı verdim.

Günün tavsiyesi yok,senenin tavsiyesi:Vega'nın yeni albümünü çıkar çıkmaz alın..Sevdiklerinize hediye yerine alın,çocuklarınıza çizgi film yerine albümü alın.Bayramlarda para yerine albüm dağıtın.Korsandan uzak durun.Hatta kaçın.
Günün Notu:Site de geliyor..İlerliyor..

Kasım 11, 2005

Orada olan adam

Mutluluğun ayrıntılarda gizli olduğunu
ya da küçük şeylerle mutlu olabildiğimi çok uzun zaman önce keşfetmiştim..
Vahiy gibi gökten de inmemişti ayrıca öğrenene kadar mutluluğu,
pek çok zorluk yaşamış ve hepsine göğüs germek zorunda kalmıştım.
Bayram sabahı harçlığı beklemek kadar işkenceliydi mutluluğa kavuşmak.
Ancak kapımı çaldığı zaman da gelen özlediğim eski bir dostummuşcasına boynuna atlar
yaşadığım acıları birdenbire unuturdum..
Hüzünleri yolcu eder,dünyaya kapılarımı açardım.
Yüzüme en güzel gülümsememi takar filozoflar gibi sokaklarda dolaşırdım.
İnsanlara mutluluk dağıtmaktı amacım;satmak değil,karşılık beklemeden vermek,paylaşmak...
Hatta böyle günlerimde;
geceleri -mağaza kapandıktan sonra- beyaz eşya mağazası önüne gelen,
yere bir döşek serip köpekleriyle birlikte üzerine uzanıp,
sevgilisi yerine battaniyeye sarılan,
vitrinden televizyon izleyen adamı düşünür hüzünlenirdim.
Onun için bir şey yapmak ister ve anneme hep:
"İlk röportajımı o adamla yapacağım." derdim.
Ben onunla iletişime geçmekte doğru yol ne acaba diye düşünürken bir şey gitti ruhumdan..
Mutluluğumdu giden..
Şimdi kendimi daha şanssız görüyorum o adamdan..

Belki de o daha mutlu sigara dumanı altında hayatı tükenen ve buna engel olamayan bu çocuktan..
Mutluluğum..Huzurum..Gitti evet..
Uzun zamandır uğramıyor dünyama..
O yokken acıların en sertlerini göğüslemekten başka,
çare kalmıyor ki bana...

Günün notu:Fotoğrafaki adamın "orada olan adam"la alakası yoktur.O kişiyle en kısa sürede -mutluluğum gelse de gelmese de- konuşup,hikayesini buraya taşıyacağım.En azından bir adı olmalı..
Günün Tavsiyesi:Mutlu değilseniz ve sebep aileniz ya da ailenizdeki kişilerden bir veya birkaçıysa imkanınız varsa ya ayrı eve çıkın ya da aileninizi değiştirin.Bakın ben ikisini de yapamıyorum ne hale geldim..

Kasım 09, 2005

Işık

Şarkılardan kalma hüzünler biriktiyorum yüreğimde..
Yaşadığım her acıyı saklıyorum belleğimde..
Bazen yüzleşmek zorunda kalıyorum biriktirdiklerimle..
İçsel yolculuğuma çıkıyorum,kendime gidiyorum..
Çok uzun yol sarfediyorum,o kadar uzağım ki kendimden...
Gerçekten yoruldum çektiklerimden..
Bazen kafamı boşaltmak istiyorum.
Gidin diyorum anılarıma,beni rahat bırakın diyorum.
Kovsam da gitmiyorlar,beni bana bırakmıyorlar..
Dünyaya buğulu gözler ardından bakıyorum hayatım boyunca..
Gözyaşlarımı biriktiriyorum gözlerimde..
İçime ağlıyorum,içime boşaltıyorum..
Kısır bir döngüyü tamamlıyorum her gün..
Bir parçası olmaktan sıkıldığım bu oyuna devam ediyorum yine de..
Rüyamda görüyorum kendimi..
Bir bahçenin ortasında oturmuş anılarımı uğurluyorum..
Hepsi vücutlara bürünüp gidiyor,uzaklaşıyor..
Sonra yatıyorum yere,çiçeklerin üstüne ve gökyüzüne bakıyorum..
Işıkla tanışıyorum.Onu çok seviyorum..
Sonra uyanıp devam ediyorm hayatıma..
Uyanıkken gece kadar karanlık..
Rüyalarımda hep özlediğim aydınlık...

Kasım 08, 2005

Bitti Sanırım

Benim gibi seni kimse sevmedi..
Sevmeyeceğini de biliyorum,biliyorsun..
Bilmiyorum hala neden kaçıyorsun,neden korkuyorsun..
Uzatıyorum ellerimi sana sen inatla itiyorsun..
Susuyorum sana,ruhuna,sen benden uzakta yaşıyorsun..
Kapıyorum kapılarımı artık..
Gelmeyeceğini biliyorum..
Gelsen de yokum.. Bu yüzden gelmek istersen gelme,haber veriyorum..
//
"Gitmeye gelmiştim
Geldim
Gidemiyorum
Gelmeye gidiyorum..."
//
Artık seni kendim kadar sevmiyorum..
Dönüş yok..
Huzurlu ol,mutlu kal..
En sevdiğim sana veda ediyorum...

Günün notu:İrem ortaya çıktı artık iyice.Hatta şarkısının adı "Hayal Et Sevgilim" imiş.Şarkıcı olmak istemiyor o hukuk okuyormuş.Şarkı hakkındaki hikayelerin hepsi uydurmaymış.Röportajı okumak isteyenler,ben de sizi seviyorum.
Günün Tavsiyesi:Hacettepe 84 veya öyle bi'şey.Ölürüm Hasretinle galiba.O şarkıyı da bulun,indirin.Senaryolar yazmayın,uydurmayın herifler yaşıyor yahu!

10



Bugün yine büyük bir zafer kazanıp 525'imizden* sağ çıkmayı başardıktan sonra ilk defa şaşırmayarak doğru binaya yöneldim ve Video Listening dersimize vaktinde yetiştim.Derse geçmeden önce bir hafta kadar önce olduğumuz Reading sınavı -vize bu değil,değil mi?!- sonuçlarını dağıtmaya başladı,benden başladı: "-Çağdaş, 10!" dediğinde ufak çaplı bir sinir krizi yaşamak üzereydim ki Öss'yi kazandığım günlere geri döndüm.Hızlı hızlı sonuç kağıdımı,sevincimi,babamın hezeyanlarını,hayal kırıklıklarımı,okula kaydımı ve daha birçok şeyi 5-6 saniye içerisinde hatırlayıp içimden "holey" -çocukluğumdan beri oley yerine,holey derim- diye bağırdıktan sonra hocaya teşekkür edip kağıdımı aldım.Mutlu oldum.Sonra derse geçmeye çalıştık ancak bir türlü olmadı.Gerek öğrencilerin mevsimi olmasa da yaşadığı bahar pıtırcığı halleri,gerekse hocamız Salih Bey'in iğrenç esprileri ki bi'kaç örnek vermeden geçmeyeceğim;
-Buraaaak,son duraak.
Öğr:-Hocam ** ne demek?
Hoca:-Ben Beşiktaşlıyım çocuğum.
Ö:-Ben size takımınızı sormadım ki..?
H:-Sormadan söylemek marifettir yavrum!
yüzünden dersimizi bir türlü yapamadık.Durumdan hoşnut bir şekilde binadan ayrıldık.

*525 hakkında bilgi almak için
sözlüğe bi' uğrayın.
Günün notu:Artık lisede okumadığım psikolojisine kendimi inandırmam gerekiyor,hayır
Marmara yerine Ege olunca insan adapte olamıyor...
Günün Tavsiyesi:Komünite'ye mutlaka uğrayın.

Kasım 07, 2005

Neşeyle başlayın her yeni güne


Garip bir mutluluk tablosu çiziyorum şu günlerde ve nedenini de çok merak ediyorum.Aslında bu ruh haline tekrar kavuşabilmiş olmam güzel bir başlangıç.Umarım devamı gelir diyorum.Yalnız sanırım biraz suyunu çıkartmaya başladım-önüme çıkan kediye,köpeğe her şeye gülümsüyorum-.Vücudumda haddinden fazla endorfin salgılanıyor,farkındayım ne yapacağımı bilmiyorum.Sanırım bu ruh hali beni bırakıp gidene kadar "pişmiş kelle" tabir edilen surat ifadesiyle dolaşacağım.
Aslında fena da olmadı sürekli yeni şeyler keşfediyorum.
Hatta bir sır açıklayayım; kendimi Amelie gibi hissetmeye başladım.
Bir tek cebimde taş biriktirip akarsu kenarına gidip onları sektirmem eksik!İşte onu da yaparsam beni imha ediniz.Yoksa bu mutluluk bu bünyeyi kendiliğinden imha edecektir.Bu yazı burada bitecektir.

Not:İki resim arasındaki 7 benzerliği siz de görebildiniz mi?
Günün tavsiyesi:
Picus okuyun.Mutlaka okuyun.Şiddetle tavsiye ediyorum.Hem hediyesi de var.Yoksa siz hala?!

Sorun Yok

Yorum kısmı düzeldi bilgilerinize...

Alttaki posta yorum yazın diye bekliyorum.(çok yüzsüzce oldu n'apayım?!)

Kasım 06, 2005

Hadi Buyrun Bakalım

İşte beklenen (!) değişiklikler gerçekleşti.
Dırınınım!

katkılarından dolayı t'tku'ya teşekkürü borç bilirim.

Kasım 05, 2005

Yemek üstü sigarasız

Parmaklarımın soğuktan klavyeye dokunurken acımasından hoşlanmaktansa,
yemek yedikten sonra sigara içmekten hoşlanırım.
//
Daha kimler var,neler yok bakmamışken ben mtlda'nın bi'şeyler yazdığını iletti Msn.
Blog yazmaktan -daha doğrusu yazamamaktan- soğuduğum günlerden birindeydim.Zaten ne kadar okumaya çalışsam da bu kitabı bir türlü anlayamıyordum.Oysa Nietzsche'yi seviyordum.Biliyorum yaşasaydı O da beni severdi.Herneyse konumuz bu değil.İşte ben bu duygularla dolup taşarken güzel bir haber verdi mtlda ve sevindirdi beni.(Ne kadar küçük şeylerle mutlu olabiliyorum değil mi?)Evet.Ufak çaplı da olsa oluşmaya başlamış olan hayran kitlemin ilk ve tek halkası sana sesleniyorum:Teşekkür ederim.Evet kazandım o lanet sınavı.Umarım iyisindir.Yapabileceğim bir şey olursa haber verebilirsin.
Ve gelecekte bu halkaya eklenerek zincirler oluşturacak diğer nesil bol bol Vega dinleyin.
Blog aşkım fişeklendi!

Korkar mısınız?

Linke tıklayın.
Oynayın.
Amaç yok tıklayabildiğiniz her şeye tıklayın,tıklayın...


Sağol Erran'cım.

Kasım 04, 2005


Bu filmi izlediğimde çok etkilenmiştim.
Anlatılmakta olan Amerika Fırsatlar Ülkesi üçlemesinin ikinci halkası olan Manderlay vizyona girdi.
Başrol Grace'i Nicole Kidman yerine Byrce Dallas Howard oynamakta.
Yönetmen yine Lars Von Trier.Üçleme Washington'la son bulacak.
Dogville'i izleyip beğenenlerin kaçırmaması gerektiği söyleniyor.
İzlemeyi düşünüyorum.Film hakkındaki yorumlarımı izledikten sonraya bırakacağım.

not:Nicole Kidman'ın olmamasına üzüldüm.

Kasım 03, 2005

Bayram geldi

En kötü bayramım buydu sanırım..
Abime söylediğim gibi:
"Bayram bizim eve gelmedi,niye gelsin ki..?"
Eski bayramlarda tattığım sevgi yok artık..
Sabah erken uyanıp hep beraber kahvaltı yaptığımız bir ailem de..
Herkes kendi derdinde,ayrı ayrı takılıyor.
Bazen birleşir gibi olup birbirini sıkıyor..
Oldum olası sevmem babaannemlere gitmeyi.
İlk onlara gittik.
İlk defa bu bayramda hem abime hem bana eşit para verdiler şaşırdım.
Piercingimi ucunu takmadığım için fark etmediler,saçlarıma laf söylemediler.
Belki de onlar da büyüdüler,bilmiyorum..
Anneanneme gitmedik.Geç oldu dedi babam.Kızdım,sustum.
Tam evin kapısından girdik,anneannem aradı.
Ben konuştum "yarın geleceğiz" dedim.
Burkuldu sesi biraz "ben de yemek yedikten sonra yatacağım o yüzden aradım" dedi.
İçimden bi'şey koptu.
Babamdan bir kez daha nefret ettim.
Balık aldığında da nefret etmiştim.
Sofrayı hazırladım.Annem pişirmeden önce mutfağımızın ortasında en ölü halleriyle yatan içi dışına çıkmış zavallılara bir kez daha baktım.
Babam bana haberleri izlemem gerektiğini söyledi.
Bilgisayarın başında olduğum için kızdı ama belli etmemeye çalıştı.
Muhtemelen aklından "bu çocuktan gazeteci olmaz" diye geçirdi.
Odadan çıktıktan sonra "olacak" dedim.
Babamdan yine nefret ettim.
Doğumgünümün yine Ramazan'a denk geleceğini öğrendim.Sinir oldum.
Mtlda okudum biraz.O'na özendim.Bugünümü yazdım biraz da ruh halimi kattım.
Ama en çok babamdan nefret ettim.
Bayramdan da bi' o kadar...
Size iyi bayramlar.
Bize uğramadı,Noel Baba gibi es geçti..

Kasım 01, 2005

Mis Sokak

Burayı özledim






not:mtlda fotoğrafı izinsiz kullandığım için özür dilerim.

Son'a yaklaşırken

Keşke hayatı sıfırlayacak gücüm olsa diyorum..
Hayatımda ne çok şeyi değiştirmek istiyorum..
//
Önce bulmak sonra kaybetmek seni..
ya da
seni sevdiğimi sanarken sevmek çektirdiklerini..
Sana göre doğru olan buydu..
Buna inanmak istedin buna inandın..
Bana sormadın bile,böyle dedin gerçeklerden kaçtın..
Oysa ben en derinimde hep seni sakladım..
Her güne senin adınla başladım..
Denizlere gözlerimden hep seni akıttım..
Benim kullandığım paranın bir gün dönüp dolaşıp senin eline geçeceğini..
Ben burdan seslenirsem belki çok kuvvetli bir rüzgarın söylediklerimi sana getireceğini..
Gecenin bir vaktinde uyanıpta adını söylediğimde senin de aniden ya uyanacağını,
ya da
beni rüyanda göreceğini düşündüm..
Bunlara inandım..
//
Yıkık dökük bir limandım..
Teknendeki ışığı hayatım sandım..
Önce biraz dinlendin ve duruldu dalgalar..
Tam tutacakken ellerinden sen başka sulara açıldın...