Mayıs 18, 2005

Kadının Sesi!



Kadının Sesi programının 14 Nisan’daki yayını sonrası İzmir’de işlenen cinayetin üzerinden henüz bir ay geçmişken, dün de canlı yayına çıkan bir kadının oğlu tarafından vurulması programın kaldırılmasında etkili oldu.

Bu haberi okuduğumda önce derin bir nefes aldım.
"Hele şükür" diye geçirdim aklımdan.Ama sonra merak etmeye başladım.Bu kadınlar bir stüdyoda toplanıp dertlerini anlatarak,progarama telefonla bağlanarak ne yapmaya çalışıyor diye.Yani sıkıntılarını,yaşadıkları trajediyi bir programda anlattıklarından sonra ellerine geçen ne?Yasemin Bozkurt polis mi?Anlatılanlar şikayet kabul ediliyor mu?İşkencecilerin ifadesi alınıyor mu?Sesini duyuran kadınların hayatları istedikleri gibi oluyor mu?Sanırım bunların hiç biri gerçekleşmiyor.Peki bu insanlar neden bunu televizyonda anlatıyor?O programa katılıp eşinin kendisine yaptıklarını anlatan bir kadının beklediği,kocasının bu programı izlemesi,kendinden nefret etmesi,utanması,akşam eve gelirken bir demet çiçek alıp özür dilemesi midir?Evet muhtemelen budur.Peki bu hayatta kendine eş seçtiği kişiyi,her şeyden önce bir insanı,ondan daha kuvvetli olduğu için döven bir insan normal midir?Hayır!Peki normal olmayan bu insan,karısının programda anlattıklarını duyduktan,izledikten sonra normal bir davranış sergileyecek midir?Hatasını kabul edecek midir?Hayır!Peki ne olacaktır?Kadın çektiği çileden kurtulabilmek adına Kadının Sesi vb.leriyle paylaştığı duygularının bedelini çok daha ağır ödeyecektir.Cinayetler işlenecektir,çocuklar anne katili olacaktır,insanların hayatları daha çok sönecektir.Bir umut diye sarıldıkları şey onların başına çok daha büyük dertler,ruhlarına kapanması imkansız yepyeni yaralar açacaktır.Hatta açmıştır,belki hala açmaktadır,sanıyorum bu programların tümünün sonu gelene kadar açmaya devam edecektir.Umarım bu durumdaki hanımlar-beyler anormal insanlarla yaşamak yerine haklarını sonuna kadar aramayı,içindekileri de eşine,dostuna dökmeyi öğrenir.
Nice "kapanışlar" görmek dileğiyle...