Mart 05, 2006

Mlym

"Martılara yem at,
fakat..
Tutulmamış belki taşıyamamış,
O yemini yer mi? O kule, 205 heceli o yer, milliyetçi ve muhafazakar,
O yeşil otobüs, nergisler belki de saplandık. Bilinçaltı, çağrışım ve kısırdöngü.
Alçak basınç, artı, çarpı, eksi, kemik erimesi.
.
Tarçın kavanozunu sen kırmadın, seni bu yüzden seviyorum. Makyaj çantası kokusu gibi.
.
Pamuk eller ve Sabah İstanbul şehri, zeytinli açma.
Mesela yani.
Heyecandan boğazına boğazına, yavaşça ve derinden.
Elle değil gözle çizilmiş gibi.
Ellerin ve kolların,
Yüzünün yarısını bana ver!
.
Nefesini ver, nefesimi al.
.
Siyah, lacivert, grinin orta tonlarında bir Ben, Sen.
Ya ölürsen?" -ttkum-


İnsan korkuyor bazen. Ya o gün sesim çıkmazsa diyor, ya tutuk kalırsam içimdekileri anlatamazsam..? Gözlerimden anlar diye rahatlatıyorum kendimi. Gözlerimde dudaklarımdan daha çok sevgi gizli. Ellerini dizime koy, başını omzuma yasla bir bank bulalım deniz kıyısında. Saatlerce oturup bakalım sana İstanbul, kavuşmamızın ve vedamızın şehri. Hapsetme içine bizi, bırak içimizle içini aydınlatalım. Seni sevmeye geleceğiz İstanbul, misafir et bizi.