Mart 30, 2006
İstikamet Alt Kat
Mart 29, 2006
Taşınıyoruz
hatırlamanın en ağır intiharlardan biri olduğunu daha yeni öğreniyorum.
Mart 26, 2006
Dün İzmir Bugün Limon
Geç kaldığınızda trafiği mazeret olarak sadece yağmurlu havalarda kullanabildiğiniz için, şehir içi ulaşımı gayet kolay olduğu için, her türden insan barındırsa da onları geçindirebilmeyi başardığı için, mendilci çocukları gerekirse dövmesini tembihleyen Mc Donald's müdürü olduğu için değil, sevdiğim insanları, arkadaşlarımı ve ailemi yaşattığı için seviyorum İzmir'i.
Kimine göre "gavur" olduğu için -ki pek de önemsemiyorum o kimseyi/leri- kimine göreyse Ege'nin İncisi olduğu için. İğrenç görünümlü körfezden bir deniz yaratan belediyesi için, sıkıldığınızda ve kendinizi Kordon'a attığınızda huzur bulabildiğiniz için.
En kalabalık yerlerinden biri olan Kıbrıs Şehitleri'nin -İstiklal'in aksine- 03.00'da boş ve hemen hemen tüm mekanları kapalı olduğu için; seviyorum. Yaklaşık 32 saattir uykusuz olsam da bana bu cümleleri yazdırabildiği ve bazen aklımı çelebildiği ve daha milyonlarca neden yüzünden İzmir'i seviyorum.
***
yazmış ve Notepad'e kaydetmiş ardından yatıp uyumuşum. 21 saat uyku. Limonlu kek ve limonatayla kahvaltı. Babamın sabah çağrısına cevap vermediğim için uyku hastalığım olduğunu söyleyip gülmesine şaşırdım. Dün annemi bekleyemeden anahtarı alıp evi görmeye gittim. Odam güneş ışığına doyuyor, fark ettim.Bir sabah uyandığımda yüzüme vuran ışığa gülümseyecek ve güneşin benim için doğduğuna inanacak kadar ihtiyacım var bir şeye inanmaya bugünlerde.
Mart 21, 2006
+ - Dengesizliği
Sonra her canlıyı kaçınılmaz sona yaklaştıran zaman benim de aleyhime çalıştı ve ben büyüdüm. Ve hala ailemle çelişkiler yaşıyorum. Mesela bu ailenin iki çocuğu olarak abimle beni ele alalım. Beni az çok tanıyorsunuz; iç dünyamı hemen hemen biliyorsunuz, fiziksel özelliklerimiyse koyduğum fotoğraflardan görebiliyor hatta bazen anlamadığınız yerleri maille soruyorsunuz. İşte bu blogun yazarının tam tersini düşünün şimdi de. Bir Yonja genci getirin gözünüzün önüne, içine biraz ağır abilik katın, house progressive -imiş- müzikler dinletin ve bu kişiyi alın "hadi sen terskose'nin abisi ol!" deyin.
Biz çocukken de durum böyleydi. Abimle yine birbirimizden farklı iki kişi, ayrı dünyaların insanlarıydık. Hal böyle olunca çöpten bulunma hikayelerini de kolayca yiyordum. Hala da mıknatısın kutupları kadar zıttız ama birbirimizi çek-e-miyoruz da. Belki de çocukluğum ait olma ve ait olamama ikilemini yaşayarak geçtiği için bugün bulunduğum yerden bir türlü hoşnut olamıyorum. İçimde hiçbir yere ait olamama hissi ne yapsam da söküp atamıyorum. Tabii ki biliyorum bunun çocukluğumdakilerle bi ilgisi olmadığını ama bir nedene bağlamazsam da çıldıracak gibi oluyorum. Ben, neden buraya aitmişim gibi hissedemiyorum? Buraya ait değilsem ben nereye aidim? vb. sorular uzuyor, akıyor beynimde. Cevabını bilmediğim sorulardan nefret ediyorum. Belki de en iyisi kolaya kaçmak. Hem çöpte bile bulunmuş olsam şu an gayet güzel kokuyorum. O günleri geçmişte bıraktım yani.
Mart 20, 2006
Mart 19, 2006
Aslında Hepimiz
Her şeyin fazlası zarar ve ben abartmaya başladım. Farkındayım. Yine de ortasını bir türlü bulamayan insanlarız. Kavramlarımız ya hep ya hiç üzerine. Neyse. Kafamda yüzlerce cümle aynı anda "beni yaz, beni yaz" diye bağırıyorlar. Toparlayamayacağım sanırım. Ben susuyorum ve "buraya tıklayarak okuyacağınız muhteşem bir yazının linki"ni ekliyorum. Çok uzun diye düşünmeyin okumaya başladığınız an yazıya odaklanıyor ve uzunluğunu unutuyorsunuz zaten. Yapılması gerekenleri hem komik, hem doğru şekilde yine 029 anlatmış. Bakalım yapabilecek miyim? Yapıp yapamama konusunda şüphe duymam bile ne saçma; altı üstü bir düğme kapanacak.
Mart 18, 2006
Mart 16, 2006
Siyahtan Maviye
saklanabileceğim bir siyah da yok artık.
gördüğün gibi her şey apaçık.
Mart 15, 2006
Uçları Kırık
karanlıkmışsın onun uçları kırık saçları gibi
hemen arkandan o yürür
kanı aktıkça korkusu gözlerinde büyür
bir sen varmışsın ve biri bekliyor seni
dağınıkmışsın onun en yakını, yorganı gibi
her rüyanda gizlice uyur
istemezsen yalnızlığa uyanmaya mecbur
dileğini tutmuş sayar, sonsuzdan geri
yanarken yanakları üşürmüş elleri
dönebilsen, bakabilsen geri
unutmuştun, hatırlarsın belki ismini
yağmurlar yağdığında biri geçerken yanından ellerine tutunur
yağmurlar durduğunda biri kaybolur aniden, bilerek unutulur, unutulur.
Vega-Hafif Müzik/Uçları Kırık
üzerine hiçbir şey söylemeye gerek yok.
Mart 14, 2006
Sancı
Mart 12, 2006
Portakal Ne Alaka?
Abim: Ben bu filmden hiçbir şey anlamadım!
Ben: Hıı, ben de anlamadım ama anlayacağız.
A: Sen bu filmi biliyosun de mi?
B: Yok valla bilmiyorum, ekşi'de okumuştum.
2. cd'yi izlerken aramızda geçen bir diğer diyalog da şöyle:
A: Şimdi anladıııııım!
B: Ben de! Ben de!
film bitince:
A: E n'oldu şimdi?
B: Bilmem anlamadım ben de...
ve son olarak:
B: 1971 yılında çekilmiş film bu arada.
A: Belli zaten.
Anlamadık biz..?
Mart 11, 2006
Böyle Bi'şey İşte
Mart 09, 2006
Hayal Et Gerçekleşsin
Yazdan beri bir "Hayalet Sevgilim" aldı başını gidiyordu. Türlü türlü hikayeler yazıldı hakkında en sonunda pek sevgili İrem Yağcı ortaya çıktı röportaj verdi de herkes neyin ne olduğunu anladı. Hürriyet röportajında muhabir ısrarla sormuş İrem aynı ısrarla reddetmişti.
"- Bundan sonra ne yapacaksın?
Ben hukukçuyum, şarkıcı olmak gibi bir derdim yok. Ama şu olabilir madem Hayal Et Sevgilim bu kadar sevildi, o zaman benim de onay vereceğim bir şarkıcı bu şarkıyı söylesin! Mesela Sezen Aksu ya da Sertab Erener’in bu şarkıyı söylemelerini çok isterim.
- Bir hit şarkı için pop starlarımız birbirini parçalıyor. Kararında ciddisin değil mi? Genelde önce okulum denir, sonra bir bakarsın Telovole’yi sunmaya kadar iş ilerler.
Şarkıcı olmak gibi bir isteğim yok. Şarkıcı olmasam bir şey kaybetmem. Zaten olmak istediğim yerdeyim.
- Madem kendi hayatını sürdürmek istiyorsun, neden şu anda bu röportajı veriyorsun? Bu röportajdan sonra neler olacağının farkında mısın?
Hakkımda olur olmaz o kadar çok şey yazılmaya başlandı ki. Sahte sevgililerim türemeye başladı. Bir sürü çocuk ‘İrem benim için bu şarkıyı yazdı’ diyor. Eski okulumda beni görünce ağlayıp imza isteyenler oldu. Hatta www.iremhayaletsevgilim.tk diye bir site açılmış. Adamlar siteyi her gün yeniliyor. "
Ama gün oldu, sular aktı. Baktık ki ekranlarda bir klip sitelerde bir albüm haberi. İrem Yağcı albümünü yaptı, klibini çekti. Saçı başı alelade toplanmış eline gitarını alıp Yüxexes'e katılmış kızdan eser kalmamış. Vakti zamanında şarkısının çok dramatik olduğunu söyleyen Türk insanı melankoliyi sever diyen hatta kendi şarkısını tiye alan insan klipte öyle bir salınıyor öyle hareketler yapıyor ki; melankolinin dibine vuruyor ki zaten sömürüsüz yürümez bu işler. Bir de müziğe gitarlar ekleyip hafif sertleştirdin mi tamam oldun sen. "Rock" piyasa müzik ya artık. Şimdilerde "albüm yaptım ama okulumu bırakmıycam" falan diyormuş. Tükürdüğünü yaladıktan sonra artık kime ne kadar inandırıcı gelir bilmiyorum ama geç kalınmış bir albüm oldu bu bence de. İrem kusuyoruz artık zira nerde görsek, duysak. Evlerden ırak falan diyorum artık onun adıyla beraber dayanacak güç kalmadı bizde çünkü.
Bu yandaki fotoğrafta albümün arka kapağı. "Albüm çıkarmıycam, ben okuycam" dediğinde inanan tüm insanlara kapak oldu sanırım bu. Kimileri baba beni okula gönder diye kıvransın kimileri bir şarkıyla patlasın. Türkiye nereye gidiyorsun? Daha kahve içip AB'ye girecektik.
Mtlda'ya not: Pek sevgili mtlda'cığım şarkın hazırsa ve kaydını yaptıysan sitene koyma sakın ver bize, msn listemizden dağıtalım 1 aya kalmaz sen de İrem gibi kanatlanır, albüm falan yapar bizi de tanımazsın.
Mart 08, 2006
Hayat Akarken
Duruyorum ve düşünüyorum. Durmadan da düşünebildiğim zamanlar oluyor tabii ama öyle şeyler düşünüyorum ki bazen mecburen durmak zorunda kalıyorum. Durmazsam ölebilir, öldürebilirim çünkü. Duruyorum ve etrafıma bakarak düşünmeye başlıyorum. Sorguluyorum kendimce hayatımı. Acaba ne kadar yanlış yaptım ya da ne kadarı doğruydu yaptıklarımın? Kendi kendimin muhasebesini yapıyorum anlayacağınız ki benim kafam matematiğe hiç basmaz, basmıyor. Bazen dibe sokacak kadar yeriyorum kendimi. Bir işe yaramaz olduğumu falan anlatıyorum kendime. Sürekli yanlışlarımı düşünüyorum böyle zamanlarda. Şimdilerde çok sık duruyorum, bir banka oturuyorum. Zira durmazsam her an elime kesici bir alet alabilir ve o anda gülümseyerek yanımdan geçen birini öldürebilirim. Önlemler bulmak ve almak zorundayım. Yazmak da bu önlemlerden biri mesela. Durup düşünmeye başladığımda kendimi teselli edebilmemin yegane yollarından biri. Hatta belki de en önemlisi. Yazıyorum durup dinlenmeden. Parkta gördüğüm yaprakları da, balonlarını satmaya çalışan amcayı da, "mendil var mendil" diyen yaşlı teyzeyi de, annesi babası kavga ederken ne yapacağını bilemeyen çocuğu da yazıyorum. Bana göre onlar hayat ve ben yazmazsam öleceğimi hissediyorum. Ama bazen öyle kısır bir döngüye giriyorum öyle bir bataklığa saplanıyorum ki yazdıklarımla dalga geçiyor ve kendimle alay ediyorum. İşte böyle zamanlarda durmak ya da düşünmek işe yaramıyor. Bazıları yüzümün yarısını istiyor, bazıları benimle oyun oynuyor. "Peki ben?" diyorum. Biraz da siz beni yazsanıza. Mesela, ben n'olacağım?
Mart 07, 2006
Jilet Hayat
Mart 05, 2006
Mlym
fakat..
Tutulmamış belki taşıyamamış,
O yemini yer mi? O kule, 205 heceli o yer, milliyetçi ve muhafazakar,
O yeşil otobüs, nergisler belki de saplandık. Bilinçaltı, çağrışım ve kısırdöngü.
Alçak basınç, artı, çarpı, eksi, kemik erimesi.
.
Tarçın kavanozunu sen kırmadın, seni bu yüzden seviyorum. Makyaj çantası kokusu gibi.
.
Pamuk eller ve Sabah İstanbul şehri, zeytinli açma.
Mesela yani.
Heyecandan boğazına boğazına, yavaşça ve derinden.
Elle değil gözle çizilmiş gibi.
Ellerin ve kolların,
Yüzünün yarısını bana ver!
.
Nefesini ver, nefesimi al.
.
Siyah, lacivert, grinin orta tonlarında bir Ben, Sen.
Ya ölürsen?" -ttkum-
İnsan korkuyor bazen. Ya o gün sesim çıkmazsa diyor, ya tutuk kalırsam içimdekileri anlatamazsam..? Gözlerimden anlar diye rahatlatıyorum kendimi. Gözlerimde dudaklarımdan daha çok sevgi gizli. Ellerini dizime koy, başını omzuma yasla bir bank bulalım deniz kıyısında. Saatlerce oturup bakalım sana İstanbul, kavuşmamızın ve vedamızın şehri. Hapsetme içine bizi, bırak içimizle içini aydınlatalım. Seni sevmeye geleceğiz İstanbul, misafir et bizi.
Mart 04, 2006
İyi De Ben Şimdi Napıcam?
tersköşe:
bizi üzen neyse onu bitirmiştik.
sakin ve kontrollüydüm.
Konuşma ilerledikçe kontrolümü kaybettim ve asabileştim;
tersköşe:
kendime acımamı sağladın bugün benim!
sonrası süt liman;
tersköşe:
iyi uyu..
Böyle oldu peki ne değişti? Ben yelkenlerimi suya indirdim ama hata ettim sanırım. Belki de onun istediğini yaptım, kendimi tekrar kaptırdım. Yeter artık demek istiyorum ona. Diyemiyorum. Gitse, dayanamıyorum. Gitmeye kalksam mutlaka dönüyorum. Ne olacak böyle, of hiçbir şey bilmiyorum! Çok çok çok karışık hissediyorum kendimi sadece. Kek hamuruna kırılmış yumurtalar gibiyim defalarca çırpıldım, şimdi duruldum ama çok bulanıklaştım. Çok kötü, çok. Bana iyi gelecek her şeyi denedim ama hiçbiri iyi gelmedi. Benim sanırım sadece ona ihtiyacım var. O, yok. O zaten hiç olmadı. O zaten hep vardı. O gelse ya da ben ona gitsem. Acaba şimdi ne yapıyor? O da beni özlüyor mu? Tanrım ben napıyorum!? O'nu seviyor muyum hala?
Mart 03, 2006
Jelatin Yap Dedi Ben deYaptım
Yaptığım 4 iş
~Öğrencilik -ömür biter, okul bitmez-
~Tezgahtarlık -hem kapalı mekanda, hem açık havada-
~Evlat olmak -doğurmaz olaydım diyenlere, doğmaz olaydım en güzel cevaptır-
~Hayal kurmak -ah hayallerim de olmasa...-
Defalarca izleyebileceğim 4 film/dizi
~Amelié -milyonlarca kez izlesem de bıkmam-
~Dawson's Creek -Katie'ye orada aşık olup şimdilerde nefret ettim-
~Çemberimde Gül Oya -Ah Özge, ah Melisa ve ah tüm süper kadro-
~Bu kısım açık kalsın "aa bu film süpermiş" dediğim tüm filmleri kapsasın, anlaştık? Orrayt.
Yaşadığım 4 yer
~Ege'nin incisi kalbimin ikincisi İzmir
~Çok kısa zamanlığına da olsa İSTANBUL -heyt be-
~Sokaklar -tekin olmasa da konser sonrası yaşayacak başka yer mi var :P -
~Okul -günümün çoğu orada geçtiğine göre...-
İzlediğim 4 TV programı
~Dream Tv'de Std 7 -ahaha yine konuşamadı, yuh bee yapmak için-
~x-Files -her sezonuna tapabilirim-
~Arada sırada Siyaset Meydanı -ben büyüyünce Ali Kırca olcam (neee) -
Pek tv izlemiyorum zorlamasana daha fazla aa...
Tatil için gittiğim 4 yer
~Çandarlı
~İstanbul -3 4 günlük tatillerimde mesela-
~Çeşmealtı -Başak'lara uğramadan yaz bitmez-
~Dikili -ben diyeyim iş, siz deyin tatil. Tanrım bir daha uğramayı nasip etmesin, amin, kul huvala...
En sevdiğim 4 yemek -anketin en güzel kısmı-
~Makarna -ölene kadar makarna-
~Burger King'in herhangi bir menüsüyle yenen sarmısaklı mayonez -çok seviyorum napiim-
~Sarma -yaprak sarması, ince ince, zeytinyağlı-
~Börekler
Hemen şimdi olmak istediğim yer
İstanbul.. -sorulmaz ki bu bana-
Sobelediğim, merakla beklediğim 4 blogger
Mtlda -bunu görüp ciyaklaması ve yapmayacağını bildiğim için- bu cümle çok devrildi
Tupkum -gerçekten süper cevapları olduğunu bildiğim için-
Sır Kumbaram -eam biraz gülümser misin diyebilmem için-
Oky -daha önce yaptı mı bilmiyorum, saçmaladığım için-