Şubat 01, 2006

Yalnızım

Neden böyle oldum diye sordum az önce kendime. Yanıt yok hala. Daha küçücükken ölmez insan. Ortada ne tamamlanmış bi masal var ne de kaybolmuş yıllar. Gerçekten küçücüğüm daha. Hani çok büyüdüm aslında evet. Sert çıkabilirim, sonunu düşünmem, git deseler çeker giderim doğru. Ancak yine de küçüğüm daha galiba. Mesela bilmezdim kedi yavruları gibi ilgiye ihtiyacım olduğunu yine bilmezdim aranmayı bu kadar çok isteyeceğimi. Günlerdir sessizliğiyle kulaklarımı yakan bir telefonum var. Duvardan duvara çarpmam neye yarar? Eskiden biz arardık birbirimizi -arayacak birileri vardı, arayacağım birileri vardı- ben vapura binerdim falan çimlere uzanırdık. Yandaki fotoğrafı o günlerden birinde çektim hatta. Şimdi hayat insanı oldum sanki. Boş olmak hoşuma gitmiyor ait olduğum yerden hoşnutsuzum hep. İçimde buraya ait değilim hissi gözlerimi çeviriyorum saat yönünde çay bardağında karışan kaşıkla beraber. Bilmezdim kelime oyunlarını bile özleyeceğimi. Yalnızlığın kalıcı olduğunu da. Neyse en azından o var yanımda. Nerden geldiğini bilmesem de br cesaret var dudaklarımda. Oyundan uzak, yalandan arınmış, içinde taşıdığı anlamı bağıran bir kelime iliştirmişim dudaklarıma; "yalnızım" .