Nisan 18, 2006

Blog Haberi ve Aliye

Ortalarda şu şekilde bir mail dolaştı geçtiğimiz hafta;
"Merhaba,
Akşam Gazetesi haftasonu ekleri için bloglar ve blog yazanlarla ilgili bir haber hazırlıyorum. Tesadüfen sizin bloglarınızla karşılaştım ve okudum. ;Çok ilgimi çekti ve etkilendim. Sizinle röportaj yapmak istiyorum ne dersiniz?

SABANUR KIRAÇ
AKSAM GAZETESI" -mailde de Akşam Gazetesi böyle vurgulanmıştı-.




Ben de bu maili alan diğer bloggerlar gibi çok sevindim. Röportaj teklifini kabul ettim. Ancak 2 gün geç cevap verdiğim için kontenjan çoktan dolmuştu. Çıkan haberleri gördükten sonra iyi ki dolmuş dedim. Benim hala inan-a-madığım magazin haberi yazar gibi blog haberi nasıl yapılır? Gerçekte mağdur olmayan insanlar nasıl mağdur/mağdure edilir. Konuyu öğrendikten sonra muhtemelen başımdan beni mağdur edecek bir olay geçmediğini söyleyecektim ve röportaj falan yapmayacaktık. Aynı şeyi söyleyen Crystal'i gazetenin cumartesi ekinin önünde yarım sayfa fotoğrafı ve altında gerçek olmayan bir haber başlığıyla beraber gördüğümde "ya ben olsaydım bu" diye düşünmedim değil. Blogu bulduğumda ve okumaya başladığımda bulduklarımsa yine pek iç açıcı değil. Diyet Kardeşleri de karışmış vaziyette. Anladığım kadarıyla kendilerinden izin alınmadan cümlelerinin, linklerinin, isimlerinin kullanılmasından rahatsızlar çünkü kendi üzerinden prim yapmakla Xtra'yı -blog sahibini- suçluyorlar. Köşe yazarlarının yazacak şeyi mi kalmadı ki blog dünyasını allak bullak ediyorlar? Biz kendi halimizde yazıp gidiyorken neden bizi kızdırıyorlar? Aynı şeyi yapıyoruz aslında; yazıyoruz. Yapılan yorumlardan birinde çok dahiyane bir fikir vardı hoşuma gitti; bu haberi yapan insanların fotoğraflarının altına yalan haberler yazmak ve bloglarda yayımlamak. Onları kendi silahlarıyla vurmak, hoş olurdu tabii. Fakat mantıklı düşününce bunun hiçbir yararı olmayacağını anlıyorum. Yaklaşık 1 sene önce bloglarla ilgili bir haber yapılmıştı sonuçları böyle olmamıştı. O zamandan bu zamana değişen ne bilmiyorum, böyle devam edecekse sonunu pek iyi görmüyorum.

***

Her salı akşamı içimiz kan ağlıyor, bu çile bitsin artık! Aliye çocuklarına kavuşsun biz de ağlayacak başka şeyler bulalım. Her bölümden sonra "ee yeter be!" diyorum ama her salı "acaba bu sefer?.." heyecanıyla tekrar izliyorum. Çemberimde Gül Oya'nın ruhu şad olsun. Muhteşem bir diziydi. Tek konu üzerine kurulu, her hafta ısıtıp ısıtıp aynı pilavı yemek gibi değildi en azından. "Beğenmiyorsanız izlemeyin kardeşim"cilere ilk defa Aliye konusunda katılmıyorum. Çok komik yahu Aliye'yi izliyorum...