Annem saçlarını boyatmaya karar vermişti.İş kadını olmadan önce kendinde radikal değişiklikler yapmak istedi.Değişikliklere saçlarıyla başlamaya karar verdi.Seçtiğimiz renk kızıldı.Kızıl saçlı olan her şeyi beğendiğim için annem de bir "kızıl" olursa onu daha fazla seveceğimi düşünmüş olmalıyım ki boya mevzusu açılır açılmaz "kızıla boyat n'oluuur" diye inlemeye başladım.Bugün sabah kuaföre gitmiş ben uyurken.Ama ben onu 13.30 a kadar bekledim gelmeyince çıkmak zorunda kaldım.Süper bir gün geçirdim.Çok seviyorum bu insanları,buradaki dostlarımı.Tüm gün boyunca annemi ve yeni imajını merak edip durdum.Az önce büyük bir heyecanla eve geldim fakat evde kimse yoktu.Hala da yok.Annemi aradım dayımlarda kalacakmış bu gece.Babam Dikili'ye gitmiş gece gelecekmiş,abim arkadaşıyla dışarıya çıkmış.Yüzüm düştü bir an.Moralim bozuldu."Peki nasıl oldu saçların?" diyebildim."Hadi ya...Neyse görüşürüz." deyip kapattım telefonu.Sonra koridorda duran çekmeceli aynanın üzerinde bir fanus içinde duran kıpkırmızı japon balığını fark ettim.Çok mutlu oldum."Anne her şeyi kızıllaştırmanın anlamı yok" diye düşündüm.Şu an ilgiye ihtiyacım var.Bu hafızası üç saniye olan hayvan bana nasıl ilgi gösterebilir ya.Üç saniye de bir tanışmamız gerek hangi ilgiden bahsediyorum ben?
-Merhaba ben Çağdaş.
-Merhaba ben balık.
-Ya bana ilgi gösterir misin?
-He,ne?Merhaba tanışıyor muyuz?
Oof çok sıkıldım!