ki en sevdiğim şarkılarıdır,
"rüyalar olmasın diye
gözlerim açık her gece, şimdi."
ben bu yorganın altında kafamı yumuşacık yastığıma dayamış duvar kağıdımın üstündeki çizgileri tek tek incelerken ve hepsini daha da içimde hissetmek için hepsine tek tek parmak uçlarımla dokunurken ki parmak uçlarımdan -ilk defa- bir yazıda bahsediyorken, dışarıda bir dünya vardı ve, dönüyordu.
ve'den sonra virgül olmaz. (oysa durup soluklanalım istemiştim, neyse)
iki artı iki de her zaman dört etmez derlerdi.
oysa kütüphane koltuğunda iki büklüm olup kitap okuyan o sakin ve korunmasız haldekiyle bugün burada duranın aynı insan olması garip.
dışarıda kuşlar ötüyor, saat sabahın 5'i. bugün "iki küçük kuşu öldürdüler" cümlesini fransızcaya çevirdim. çalışmadığım yerden sormadığınız sürece hazırım.
peki, dışarıda neden kuşlar ötüyor? saat neden 5'e yaklaşıyor?
içimde sevgiler var, içimde düşünceler var.
içimde allahın belası korkular var.
freud'dan çok güvendiğim ve sevgi dışında değerler de yüklediğimin söylediği gibi;
tiens-moi parce que je suis rien.
alors, tu vais tenir moi?