Ve o, bu dünyaya ateşe kavuşmak için geldi. Sonunu hazırlayacak şeyi nasıl böylesine seviyor ve istiyordu?.. Biteceğini bile bile sarılmak, yanmaya hazır beklemek yorucu olmalıydı. Bir kez ateşle öpüştükten sonra dönüş yoktu artık onun için. Birbirlerine değdikleri ilk anda kavrulmaya başlayacak ve kırmızılığı yavaş yavaş köz olacaktı. Ardından küle dönüşecek ve kendine ait olmayan -genellikle camdan yapılmış bir yerde- tamamen yok olmayı bekleyecekti.
Son nefesin ardından üzerini bir ağırlık kaplayacak ve sonsuza kadar sönecekti. Kül olacağını bile bile devam etmek onu hiç yormuyor muydu?
Etrafına saçılmış parçaları arasında küle dönerken tek başına olmak canını yakmıyor muydu?
...
II