Bugün hep özendim insanlara.Ne kadar mutlusunuz, ne kadar huzurlusunuz diye geçirdim durdum içimden. Hep başka hayatları gözledim, izledim bugün. Kendiminkini bir kenara bıraktım, biraz uzaklaştım. Derken bir kahve fincanında buldum kendimi Kızlar Ağası Hanı'nda. Başak'la oturmuş kahve içip lokumlarımızı yiyorduk. Sonra fotoğraf makinesi girdi işin içine ve olayın boyutu tamamiyle değişti. Meğer tüm gün ben fotoğraf çekeceğim diye kurulmuştu. Bütün o mutlu insanlar numara yapıyordu. Kameradan gözükenler beni memnun etmedi. Az önceki mutlu tablo silinip gitmişti. Bu duruma çok üzüldüm. Kendi kendime kızdım hatta. Tam fotoğraf makinemi kaldırıyordum "hadi bi de kendimi çekeyim" dedim. Çektim. Gülebildiğimi fark ettim. Gözlerimle değil, dudaklarımla.
Eve geldiğimde aslında o kadar da kötü bir gün geçirmediğimi anladım. Evet çok para harcamıştım ama "sanat" için değerdi. Hatta aslında yazmak istediklerim bunlar bile değildi. Yine babamın homurtuları ve annemin kulak tıkamaları arasında yitip gitti cümlelerim. Başka bir zaman, belki...