Ocak 14, 2011

hiç konuşmadan anlatabilmek istiyorum, hiç göstermeden görünebilmek. çok zor. biliyorum. dokunmadan hissedilebilmek.
çünkü diğer türlüsü benim için de zor, anlatabilmek mesela. aldığım yaraları gösterebilmek ya da.
bu yüzden çelik gibi bir duvarım var benim, aşmaya kalksan gülümseyerek içeriği alacağım seni aslında.
sonra yine dışına iteceğim. biliyorsun. biliyorum. sonra yine girmeni isteyeceğim ama, biliyorum. biliyorsun bu sefer.
çok acıyor. çok acıyorum.
ben.
bir insan.
dünya üzerinde, nefes alan, kendi dışındaki herkesle aynı şeyleri yapan. belki biraz daha fazla içen, belki biraz daha fazla sigara içen, belki biraz daha az yiyerek beslenen. önemi yok bunların.
ben.
bir insan.
istekleri olan, hayalleri olan. ne çok zengin olmak, ne kansere çare bulmak, ne ölümsüz olmak.
hepinizin isteyeceğinden çok daha basit bir şey isteyen belki.
bu yüzden anla beni.
itme.
sadece sev.
anla.
anlamazken hiçkimse.
kal.
dayanamezken hiçkimse kederime.
sarıl.
dokunmazken hiçkimse.
ve yardım et.
ne yapıyor acaba, ne istiyor bu hayatta diye sormazken hiçkimse.

çünkü bilmiyorsun,
ve bilmiyorlar

"all my instincts have failed me for once
i must have somehow slept the whole night"


şimdi ört üstümü.
yanıma uzan
uyuyalım.
yarın yokmuş gibi
çünkü bugün aslında olmadı
ve dün zaten hiç yaşanmadı.