Annemin sırf ben sevdiğim için aldığı yeşil çarşaftır belki. Üzerinde sadece benim kokumun olacağı... Gözyaşımla.
Kalbimi kıran herkestir aslında. Tüm kırıklara rağmen üzerimde yürümeye devam edenlerdir. Konuşmak yerine susmayı seçenlerdir. Sustukları için suçladıklarım, sustuğum için suçlayanlardır. Farkında bile değilizdir hatta birbirimizin. Bilemediğimizdir. Görmezden gelmeye çalıştığımızdır. En derinimizdeki yaramızdır...
Hayat belki de tüm güzelliklerine rağmen -görmesek de- devam ettiğimizdir, o kadar da zor değildir hatta.
Mazeretlerimiz vardır, bahanelerimiz hazırdır.
Mutfak tezgahlarında ıslanıp kuruyan sarı temizlik bezleri kadar hastalıklıdır, son öpücük kadar unutulmazdır...
Hayat, çok ayıp edendir aslında. Başka birinin gözünden görünen Paris'in kilometrelerce uzağımda çok sevdiğim birini ağlatmasıdır. Benden habersiz aklına geldiğimdir. Açamadığım telefondur. Alamadığım mektupta yazanlardır.
Tavanımdan sarkan renkli dünyaların tamamıdır. Her gece koynunda yatıp her sabah koynundan kalktığımdır.
Hayat, yalnızlığıma rağmen korkutmayandır. Gözlerimi kapatıp kendimi bıraktığımdır. Her peki'mle rahatlattığım, her hoşça kal'la daha da azaldığımdır.
"Hayat,
o kadar zor mu?"
o kadar zor mu?"