Haziran 11, 2006

Terskose

Uyandıktan bi'kaç saat sonra bir şeyler yiyebilirsin. Yumurtadan nefret edersin ve senelerdir yemezsin, çayı arada sırada, neskafeyi her gün -sade ve tek şekerli- içersin, reçelleri sevmez en çok bal ve şokella yersin. Mc Donald's yerine Burger King'i seversin çünkü sarmısaklı mayonezleri olmadan yaşayamazsın. En sevdiğin tatlı; tavukgöğsü, en sevdiğin yemek; yaprak sarması ve makarnadır. Gün içerisinde aynaya bir kez bakmazsan kendini rahatsız hissedersin. Bol bol kendi fotoğrafını çeker ve en çok profilden çektiğin fotoğraflarını seversin. Fotoşoptan anlamaz, fotoğraf çekmeden yaşayamazsın. Otobüs/metro camından insanları izler, göz göze gelirseniz bakmıyormuş gibi yaparsın. Okulunu -artık- çok seversin ama içindeki gençlikten pek hoşlanmazsın. İnsanlarla çok rahat iletişim kuramaz, birini kolay kolay hayatına sokamazsın. Sana söylenen bazı şeyleri hemen unutur bazılarınıysa asla unutmazsın. Gittiğin yerler bellidir yeni yerler, yeni tatlar keşfetmezsin. Sigaran Winston Box, şarabın kırmızıdır. Piercingini çok sever ama baban yanındayken çıkartırsın. Dedenin hayatta olmasını çok ister, anneanneni kaybetmekten çok korkarsın.
Arkadaş çevren çok geniş değildir. Çok sık film izlemez, kitaplarıysa dönem dönem okursun. En sevdiğin grup Vega, en sevdiğin şarkıcı Şebnem Ferah'tır. Şu sıralar en çok Umay Umay Kalbi Camdan ve Jay Jay Johanson Far Away dinlersin. En sevdiğin şehir İstanbul'dur. Her sokağında kaybolmak ve sonsuza kadar burada yaşamak istersin. Gerçek olamayacak kadar büyük hayaller kurmaz, bir ayağını hep yere basarsın böylece istediğin şey olmazsa yere yıkılmazsın. Hep bir daktilon olmasını ve istediklerini onunla yazıp dosyalamayı istersin. El yazın ilkokulda okulunuza gelen müfettiş "rüzgar gibi yazıyorsun" dediğinden beri eğiktir. Öğrenmek istediğin tek yabancı dil sağır/dilsizlerin kullandığı dildir.
Uğruna ağladığın insanlar için akıttığın yaşları kavanozlarda biriktirip kendilerine vermeyi düşünür ve başkalarının çöp olarak gördüğü işe yaramaz birçok şeyi kutularda saklarsın.
İş Bankası'nı gördüğünde kendini güvende hisseder, ihtiyacın olmasa da hep para biriktirirsin. En sevdiğin ayakkabıların converselerin, en sevdiğin renkler siyah ve yeşildir.
Aylardan Ekim'i -doğumgünün olduğu için-, mevsimlerden sonbaharı seversin. Yağmur seni rahatsız etmez ama güneşten hoşlanmazsın.
Evlenmeyi düşünmez, bir kızın olursa adını "Eylül Yağmur" koymayı istersin. Yaşadığın aşklara çok önem versen de birçoğunu kendin mahvedersin. Dolu olması gereken yerde şu sıralarda sadece büyük bir boşluk vardır. En uzun süren ilişkin 1 yıla yakın en kısasıysa 1 gündür.
Gün içinde kendini çok yorar, gece geç saatlere kadar uyanık kalırsın. Çünkü yatağa yattığında hiçbir şey düşünmemek ve hemen uyumak istersin.
Çok kolay kırılır ve farkında olmadan sevdiklerini kırarsın. Haklı "sen" olsan bile özür dilemeni gerektirecek durumlar olduğunda hiç gocunmazsın. İçinde kimsenin dokunamadığı bir yer vardır ve oraya sadece kendin dokunur, bundan garip bir haz alırsın. Yalnızlığı sever, kalabalıktan ürkersin. Bazen yürüdüğün caddedeki tüm insanların aynı anda ölmesini diler sonra bunu dilediğin için çok utanır ve kendine kızarsın.
Her zaman kimsenin bilmediği bir sırrı biliyormuş gibi yaşar, önüne bakar, bazen tribünlere oynar, bazen içine kapanırsın.

...

diyebilecek bir insan yok hayatımda.