Haziran 14, 2006

Sıcak Daha da Sıcak Olacak

Güneş tepemizde pırıl pırıl parlıyor ve parlamakla kalmıyor; artık yakıyor! Hepimiz onu özlemiştik, çok üşümüş ve gelmesini dört gözle beklemiştik. Buraya kadar bir problem yok. Peki ya güneşin olumsuz etkileri?
Bu yazı buradan itibaren iğrenç konulara girmeye başlayacaktır; kalbi olanlar okumaya devam edebilir, midesi çabuk bulananlaraysa "bir başka yazıda görüşelim".
Eveeet nerede kalmıştık? Güneşin olumsuz etkileri diyordum. Cilt kanseriydi, soyulmaydı bunları bir kenara bırakın. Onlar önleminizi almadan keyif sürmenizin sonuçları. Söylemek istediğim ama söyleyemediğim şey; ter.
Tıklım tıklım bir otobüsün kapısı açılıyor önünüzde; ya buna binecek ya da bir sonrakini bekleyerek gitmeniz gereken yere geç kalacaksınız. Seçim süreniz çok az, telefonla danışma ya da seyircilere sorma gibi joker haklarınız yok. Sorgu melekleriyle yüz yüzeymiş gibi yalnızsınız. Süre ilerliyor, kapılar kapanmadan kararınızı verdiniz ve otobüse atladınız. Peki ya siz ilerlemeye çalışırken, tutunma yerlerine uzanan -ağaç dalları gibi- kollardan sizi kim koruyacak? Bir otobüs dolusu insan aynı anda terliyor ve siz daha yeni duştan çıkmışsınız. O etkili koku içinde sizin deodarantınız/parfümünüz ne kadar etkili olabilir ki? İneceğiniz yere kadar kah mideniz bulanarak, kah nefesinizi tutup içinizden sayarak geldiniz ve otobüsten indiniz. Hanginiz işte tam o anda derin bir nefes alıp "ooh" çekmediniz?
Buradan yetkililere sesleniyorum; ya otobüs içlerine 15 dakikada bir oda parfümü sıkılsın -okyanus kokusu çok ideal- ya da seyyar duşlar falan yapılsın. Ne bileyim ben gerisini de yetkililer düşünsün.
(hava çarşambaya kadar yağmurlu bu yazı çarşambadan itibaren geçerli)

***

Yaz demişken, favori dizilerimiz bir bir tatile giriyor. Televizyonda izleyecek bir şey kalmıyor. İtiraf edelim hepimiz Seda Sayan hayranı, Aliye fanı insanlarız. "Bohem"in kelime anlamını bile bilmez "bacım" ile idare ederiz. Hayır hayır etmeyiz. Madem diziler yok biz de film izleriz! İhtiyaçların listesini veriyorum not alın:
-Bir adet dvd/vcd/divx ve bilumum cd okuyabilen bir araç
-Bir adet televizyon -geniş ekran tercihimizdir-
-Bir adet yakın arkadaş
-Sağlam bir film arşivi -birçoğu korsan, ama olsun-
-Sınırsız kahve ve sigara.

Dizi yerine film izlemeye çok kaptırdık kendimizi. Her gün bir film izlemezsek içimiz rahat etmiyor. Hatta O, izlediğimiz filmleri not alıyor. Anormallik saatlerde; hep 00'den sonra oturuyoruz izlemeye yatana kadar saat en erken 03.00 oluyor. Çok tehlikeli çok! İzlediğimiz filmler arasında en çok beğendiklerim aynı yönetmene aitti. Şimdi o yönetmeni ve filmlerini size tavsiye etmek istiyorum. Denk gelirseniz sakın kaçırmayın, izlediyseniz yorum bırakın. Bahsettiğim filmler; Almodovar'dan Annem Hakında Her Şey -All About My Mother- ve Çıplak Ten -Live Flesh- . Sırada Konuş Onunla -Talk To Her- var. Merakla bekliyorum bi'kaç güne izleyeceğiz.
Bu kadar yazı yeter. Görüşürüz, bye.