Nisan 12, 2007

Kafamı "dan" efektiyle görmediğim cama çarpıyorum. Kafam kanamıyor. Camı görseydim kanardı çünkü ben isteye isteye kafamı cama vurursam bu demektir ki intihar ediyorum. Neden intihar edeyim ki, bilmiyorum.
Ayakkabı bağcıklarım hiçbir zaman eşit olmuyor ve ben her sabah bu durumu toplumla özdeşleştirip kendi kendimi kahraman ilan ediyorum. Bağlamak için eğildiğimde bir taraf hep daha kısa kalıyor ve bu durumdan nefret ediyorum, toplumdan da.
Yazmak yerine kusmak var, yazdıklarına -yazdığını sandıklarına- gelen ilgiye muhtaç yaşamak var, arada sırada yazmak diğer yazanları da gözlemleyerek onlara bazen gülmek bazen hak vermek var.
Bir memur maaşını bilumum yerine süreceği çok amaçlı olduğu kadar bi'şeye yaramayan kreme ödemek de var, Mc Donald's ve benzerlerinde yemek yerken yanına yaklaşan selpaksatmakzorundabırakılançocuğa "öteki" muamelesi yapmak da. Sen kendini farklı kıldığın müddetçe o öteki olmaya devam edecek. Selpak satıyorsa selpak sat, fotoğraf çekiyorsan fotoğraf çektir. Her şey ne kadar zor.
Escape, escape, escape.
Seviştik diye kokunu üzerimde yaşatmak zorunda değilim.
En sevdiğim dizi Çemberimde Gül Oya, merhaba ben Esc ilkokul 7. sınıfa gidiyorum. Büyüyünce piyano olmak istiyorum çünkü deprem anında taşınması çok zor.
Artık, beni ben bile anlayamıyorum. Namazı kılınmış duası okunmuş da mezarı kapatılmayan ölü gibiyim, hala neyi bekliyoruz?


f klavye ile turkce harfler kullanmadan da yazabilirim cunku ben turk degilim ahahahah, hohohoh merhaba noel baba, beni cok uzaklara gotur. Boyle dunya daha bohem ve ben; daha ben, daha ben, daha...
Ben!!!