Nisan 08, 2007

Haber Bülteni

Elalem festivallerde film film gezerken ben buralarda birilerinin gözüne bi'şeyler sokabilmek için hazırladığımız sergilere fotoğraf yetiştirmeye çalışıyorum.
Yetmiyormuş gibi vizelere girip çıkıyorum ve Tanrım bunu sen de biliyorsun ben daha önce hiç bu kadar meşgul olmadım.
En yakışıklı ve bahara uygun halimle evimde oturmuş şu an -İstanbul- Nevizade'de olup bir şeyler içiyor olmanın hayalini kuruyorum. Geçen yıl yaklaşık 1 ay sonra İstanbul'a ayak basmış ve bastığım ayağımı yerden 2 ay kaldırmamıştım. Bu yıl Haziran 15'e dek yani beyin kavuran İzmir sıcaklarını tenimin en altında hissedene dek buradayım, malum finaller.
Yine de Ferzan Özpetek'in bu filmini de sinema gibi mükemmel bir icat yerine bilgisayar / televizyon başında izlersem kendimi intihar edeceğim.
Biri beni klonlasın ya da zamanı durdursun, nasıl geçtiğini anlamıyorum zira saat kullanmıyorum.
Yeşil diye bir renk olmasaydı hayatı siyah beyaz yaşardım ve yaşardık. Hatırlat uyandığımızda sana Günaydın Sevgilim'i söyleyeyim.
Nokta