Eylül 04, 2005

Ev

O kadar boş ve aynı zaman da o kadar dolu hissediyorum ki kendimi.Kafam tıka basa dolu bir çuval sanki.Biraz sağa veya sola eğsem düşecek gibi.Artık kafamı dengede tutmak bile yorucu..Evimdeyim.Ama kendimi buraya bile ait hissetmiyorum.Bu ev artık yuva değil biliyorum ama yuvam neresi bilmiyorum.Doyumsuzluk değil bu hiçbir şeyden zevk almıyorum.Bazen çok mutlu oluyorum bazen ölümüne sessiz,huzursuz,umutsuz ve mutsuz.Bu kadar tezat yaşamak yoruyor sanırım ruhumu,bedenimi.Yemek yerken bile yoruluyorum bu yüzden 3 öğün değil 2 öğün yiyebiliyorum.Bazen tek öğünle geçiştirdiğim bile oluyor.Ne içtiğim kahvenin tadı var ne sigaranın ne de hayatın.Her şey anlamını yitirmiş durumda.Aklım o kadar karışık ki..Çözümü bulamıyorum.Boşluktayım.En dibe sürükleniyorum.Kendime gelmek istedikçe uzaklaşıyorum.Yabancılaşıyorum.Bazen dilimin ucuna kadar geliyor söylemek istediklerim,sonra birer birer yutkunuyorum.Uzandığımda hayaller kuruyorum.Tüm dileklerim tek tek gerçekleşiyor gözümün önünde.Kendimi görüyorum.O kadar mutluyum ki..İşte gerçek "ben" oradaki.İşe yaramaz bir kopya buradaki.Kendimi hiç bu kadar mutlu görmemiştim diye düşünürken irkiliyorum birden.Kaldığım yerden devam ediyorum sonra hayatıma."Ben"im boşluktaki beni çekmem gerek.Kurtarmam gerek.Yolu bilmiyorum.Kayboldum.Uzağım,yakınım.Karlı dağların ardındayım..Kendinden uzaklaşmak dedikleri bu olsa gerek.
Bir kez daha yutkunuyorum,sonra bir kez daha...Nefesim tıkanana kadar atıyorum içime her şeyi.Ruhum kara bi delik sanki.İçime attığım her şey amaçsızca oradan oraya savruluyor.Kelimeleri toparlayamıyorum bazen.Karıştırıyorum birbirine.Gülünç durumlara sokuyorum kendimi.Bazen de endişelendiriyorum insanları.Acı çekmekten garip bir haz alıyorum.Uzaklaşıyorum,uzaklaşıyorum...
Hissedemiyorum.Kavrayamıyorum.
Bu halimi çözebilecek bir insan arıyorum.Kim olduğunu biliyorum.Yutkunuyorum.