Şubat 06, 2011

Selam, ben çok mutluyum.

Birkaç gün önce İzmir'e geldiğimde böyle şeyler olacağını bilemezdim. Bu hisleri yaşayacağımı tahmin edemezdim. Her şeyin kusursuz olduğu o kadar çok an yaşandı ki arka arkaya, sevinçten ağladım.
Ellerim tutuldu sık sık, gözlerime bakıp gülümsedi sevdiğim insanlar, yanaklarımda kırmızı dudak izleri, kollarımda kokularını bıraktılar... Hatta birisi siyah hırkasını unuttu giderken... Güneş çıktı benim için, kediler ayaklarıma sürtündüler. Fotoğraflar çekildi, mezeler bitti, şişeler, şişeler, şişeler... açıldı, boşaldı.

"İzin" verdim.
Göğsümü açtım, hayat içime girdi, devinip dışarı çıktı.

Beyaz bir çarşaf, uykuların en güzelini uyumuşum, yataktan çıkmadan kahvaltı yaptırmış bana, sevdiğim şeyleri alıp getirmiş önüme sermiş...
Türk kahvesi pişirip gülmüş benimle, sarıldığında kemiklerimi acıtmış zaman zaman...
Yarım bıraktığım makarnayı yemiş güzelce, üzmemiş beni...
Kapıdan çıkıp gitmiş ama sanki arkamı dönsem yatağımda uyuyormuş gibi...

Sevildiğimi hiç unutmayacağım, gerisi kendiliğinden iyi olacak artık. Aksini düşünmeyi, o ufacık ihtimali dahi kaldıramazdık.
Ol dedi sadece
ve oldu.



ispanyolca duymaya ihtiyacım varmış.