Kahve makinesinin tuşuna basıp "yumuşak içimli" filtre kahvemin olmasını bekliyorum. Çünkü sabaha kadar -yine- uyumadım ve h i ç b i r ş e y yemedim. Bu yüzden sert olanı değil diğerini seçtim. Vücudumun kahve dışında pek çok şeye ihtiyacı olduğuna eminim. Yine de lütfen biri gözümün önünden geçenleri kaydediyor olsun.
Mermer soğuk, mutfak soğuk, duvarlar soğuk. Sen de hep kahve içerdin. Bir de çok çok çok sigara. Sonra öksürüklerin başladı. Sonra kavgalarımız başladı. Sonra duvarlar yıkıldı, her şey açığa çıktı. "Sis ışığa" mı "sis açığa" mı diye konuşmuştuk bir başkasıyla.
O sabah, oraya gittiğimiz tek sabah, gözlerinde gördüğüm, gözlerimde gördüğün. Yanılıyor olamazdım. Yanılıyor olmamalıydım. Yanılmıştım.
Biliyorsun huzurdan başka bir şey istemem ben. Gittiğinden beri -ne senin yüzünden ne de bir başkasının yüzünden- aradığım şeyi çok da bulamıyorum. Garip bir şekilde bu sabah anlatmak istedim bunları sana. Sabahın 07.07'si olmuş. Biliyorsun 7'yi çok severim.
Ellerin temizdi. Ellerin beyazdı. Ellerin karla ovulmuş kadar çatlaktı. Zaman zaman kanardı. Ellerine üzülürdüm. Ellerine ağlardım. Ellerine dokunmadım. Ellerine dokunamazdım.
Artık her şey yeşil. Artık hiçbir şey yeşil değil. Biliyorsun yeşili çok severim.
Sen beni bilirsin ben seni bilirim ve bu yeter sanmıştık. Her şey değişiyor dünyada. Virgülü beklerdik ama noktaya hiç inanmamıştık.
O sabah, oraya gittiğimiz tek sabah, ellerin beyazdı, gözlerin beyazdı, saçların beyazdı, sen beyazdın ve ben beyazdım.
Bu sabah, burada tek başıma oturup bunları yazdığım bu tek sabahta, ellerim beyaz, yüzüm beyaz, sen...
Benim için bir renk seç şimdi, üçe kadar sayacağım aynı anda söyleyelim. Eğer tutturabilirsek hep hayalini kurduğumuz şeyi yapalım. Terk edelim...
not: dünyanın en güzel lastfmarşivine sahip olduğumu daha önce söylemiş miydim?
not 2: hep hayalini kurduğumuz şeyin "terk etmek" değil "..." olduğunu ben de biliyorum, ama onu buraya yazamazdım. zaten bunları yazdığım için bile yeterince şaşkınım. sanırım tanışmamızın bilmemkaçıncıgündönümü yaklaştı ya da yakın bir zamanda geçti. sahi kaç yıl oldu? hesaplasam ya bir. neyse iyi ol. bu da aylar sonra senden bahsettiğim tek yazı olsun o halde.