Aralık 31, 2009

saint antoine ve santa maria draperis'teki dileklerimi yenilemeyeceğim. zaten ne istediği az çok tahmin edilebilir biri haline geldim. ya zırhlarımdan kurtuldum ya da daha çok kabuk tuttum, hangisi oldu emin değilim. yine de, iyiyim.
kendimi sıksam yeni yıldan bir elin parmağını geçmeyecek kadar beklentim çıkar. hepsi çok basit şeyler, o yüzden kabul etmemezlik yapmayalım, anlaştık mı?
très bien, merci.
d'accord, j'accepte que je m'ennui un peu ce soir,
mais s'il tu plaît ne me laisse pas ici, tiens-moi de conclure.
whatever, bonne année.

Aralık 24, 2009

insanlara yapmalarını istediğim şeyleri zorlanarak ve arada sırada söylesem de -kıyasladığımda- neredeyse hiç, yapmamalarını istediğim şeyleri söyleyememişim.
hepimizin istisnaları var tabii. önemli olan öyle kalabilmek aslında.
bir zamanlar aklına gelen her şeyi yaz demişti bana, bütün cümleleri. birbiriyle bağlantılı olmasın, saçmalık olsun, ne olursa olsun sen sadece yaz demişti. belki de hala onun sözünü dinlediğim için yazıyorum. hırkalarının, kazaklarının uçlarını çekiştirip dururdu. anlamsız detayların şu an oluyormuş gibi gözümün önünde canlanması. garip.

son günlerde en çok izzie ile beraberken ağladığımı söylemiş miydim?

Aralık 23, 2009

"i see you,
you see me,
differently
i see you,
you see me,
differently."

ve sonra yaylılar giriyor ya hani. işte tam orası.

ve sonra hayat giriyor ya hani. işte bak, tam burası desem.
bu su boyumu aşacak.
biliyorum.

you'll.
never.
be.

Aralık 22, 2009

Aralık 19, 2009

"i’m not a saint but i’m not a sinner."

kendini bilmek, tanımak en önemli meziyetlerden biri hayatta. artık iyice eminim bundan.
birbirimizi kandırmayalım, kandırmaya çalışmayalım.
hepsi bu kadar.

Aralık 14, 2009

zaman.

yumurta, süt, şeker, un, yağ, kabartma tozu, vanilya, kakao, önceden ısıtılmış 160 derece. bazen beyaz bazen siyah. bazen dalgalı, bazen çikolatalı.
dünyanın en güzel renkli kalıpları, yıldız dışındakilerin eşleri var. kalpten çıkanlar dağılır. unutmamak lazım.

zaman.

40 - 50 dakika arasında bir yerlerde. üstü kızarınca, içi de pembeleşen. çoğunlukla kalabalıkta ama tercihen yalnızlıkta.

zaman.

Aralık 09, 2009

"it's not about geography
or happenstance."

insanlara gönül rahatlığıyla "siktir" diyebilme lüksü istiyorum.
bir de linkteki videoyu çok sevsem de sana armağan ediyorum. evet bunu yaptım, yapıyorum, yapacağım da. sıkıyosa izle dememe gerek yok, kahrola kahrola izleyeceksin biliyorum. ve işte bunu inanılmaz çok seviyorum.


http://www.youtube.com/watch?v=g5TfAc6s0e4

rachael'e not: yavrum n'aptın sen? hem de 9 dakikalık versiyonuna? çok pis canını yakarım haberin olsun.

Aralık 07, 2009

"we are animals by any other name"

canım benim.

Aralık 06, 2009

içimden o kadar çok geldi ki, bir kadeh kırmızı şarap. camında dudak izleri.

Aralık 04, 2009

insan kendini beğenmez bazen, aynadakinden nefret eder.
çirkinim.

Aralık 02, 2009

"and in the afternoon then maybe we'll talk
i'll be exhausted so i'll probably sleep
and we'll get a chinese and watch tv"

şarkı bu kadar tatlı olduğu için mi yoksa biz hep böyle şeyler yaptığımız için mi bu kadar seviyorum bilmiyorum ama hayallerimin hepsini, hayallerimizin hepsini seninle gerçekleştirmekten inanılmaz keyif alıyorum. öyle tatlı bir hayat ki ikimizin yaşadığı neresine dokunsam havaya şekerden bulutlar uçuyor.
ayrıca ona söylemeyi unuttum, bir de en çok saçlarını seviyorum. özellikle parmaklarımın ya da dudaklarımın arasında. hatta nefesinle boynumda.