Mart 27, 2009

bazen sanki hayatınızın belli bölümlerini anlatmışsınız da onlar sizin yerinize yazmışlar, söylemişler gibi hissedersiniz. şarkılarında, şiirlerinde ya da yazılarında kelimeye dönüştüremediklerinizi gördüğünüzde ürkersiniz. yalnız olmadığınız hissi kendinize getirmeye yetmese de yine de -artık- yalnız olmadığınızı bilirsiniz.
benim için bunu yapabilen çok çok az insan var bu yüzden bozulmuş plak gibi aynı cümleleri dinliyorum o çok sevdiğim seslerden. ve hayır söyleneni hiçbir zaman yapmayacağım, kulaklarımı ya da gözlerimi asla mahrum bırakmayacağım bu denli sevdiğim şeylerden.

"you touched my hand
i felt a force
you called it dark
but now i'm not so sure"

Mart 26, 2009

gerisini isteyen istediği gibi tamamlamakta elbette ki özgür.

Mart 23, 2009

bir gün ben de bize açtığın bu yolda güle oynaya yürüyerek sana geleceğim. o zamana kadar özlediğin oğlunu kucakla, kokusunu içine çek hatta ki hiç gidemesin. ben geldiğimde sarılıp uyuyacağız üzerimizde gökyüzü, üzerimizde bu dünyada sevmediğimiz şeylerin o kirli, adi ve ucuz örtüsü...

ayaklarımın altındaki toprak sensin,
vücudunun karıştığı her şeyi gözlerimi kapayıp öpüyorum
içimde "ben, ben, ben" diye haykıran aslında senin sesin
bileklerime dolanan gözlerin, bırakıp gidemiyorum

~

S. seni sevdikçe aslında tanrı'yı küçültüyorum
yine de bundan vazgeçmeyeceğim, söz veriyorum.
bulutları seviyorum.

Mart 20, 2009

Sen gördüğüm en güzel rüyaydın ve ben artık uyandım.

Mart 18, 2009

"işte tam burası" derdim eskiden, öperdin ve geçerdi.
dün, bugün ve yarın. biliyorum, biliyorum, biliyorum... yarın; yarım.
işte tam burası... işte, tam burası!

bazen tamam çok daha anlamlıdır diğer kelimelerden ve hayatın tam da kendisidir zaman zaman insanı delirten.

Mart 01, 2009

"i have your photographs.
and the sun on your face
i'm freezing that frame..."