O yıllardan aklımda kalan en canlı hatıralardan biri; cin/ruh çağırma seanslarımız. Şu sıralar "Kadınca" adlı programı ile ekranlarda boy gösteren genç kızımız o zamanlar bol siyah makyajı, elinde fincan gelmesi için bir şeyler çağırıyor. Fincanın etrafında küçük kağıtlara yazılıp daire oluşturulmuş alfabe ve bir salon dolusu heyecanlı yeni yetme. Ne kadar da "başka işin mi kalmadı"cıyız!
Sonuç; metafizik olaylar ya da beyin gücüyle gerçekleşen ürkütücü olaylar, evde yükselen çığlıklar ve tuvalete 30 kişiyle beraber gitmeceler...
~
2 gün önce şeytan dürtmüş olmalı ki Gözen Hanım'ın evinde yeni bir seans düzenledik. Seanslarımız 2 gün boyunca devam etti. Fincan kah daireler çizdi, kah kimsenin bilmediği sorulara doğru cevaplar verip hepimizin gözlerini yuvalarından pörtletti. İtiraf ediyorum sinirden ağladığım bile oldu -ahahahah-
Gece sabah ezanı ile sonlanırken tırsmış bünyeler balkondaki çamaşırların gölgesinden ve yere düşen masa lambasından ürküp çığlıklar attı, yer yataklarına serilip kabuslardan kabus beğenip uyumaya çalıştı. 2 fincan 5. kattan atılarak kırıldı. Zarardayız. Konuyla alakalı bilinen hikayeler havada uçuştu, hep böyle olmaz mı zaten?
Hafızalarımıza özlenecek zamanlardan biri olarak yaşadığımız anlar adeta kazındı. Her şeye rağmen çok eğlenceliydi; konuyla ilgili merakı olanlar, seanslar düzenlemek isteyenler bana ulaşın. İtinayla cin/ruh çağırılır. Şirket falan mı kursam ne yapsam bilemedim.
Temiz bi dayak paklar bizi ama atan da yok ki.
Neyse, 3 kere söylerseniz geliyorlar benden söylemesi.