"Yeter! Bu kadar mı riyakar olur insanlar? Tamam herkesin benim tarafımda olmasını beklemiyorum ama bu kadar da haksızlığa uğrayacağımı tahmin etmiyordum."
Bana da kimse anlatmamıştı yolun başındayken. Herkesin bildiği, herkesin başından geçen, herkesin içinde bir yerinde sakladığı... Bu aldatılmışlık, bu kandırılmışlık, bu kullanılmışlık hissinin içime bu denli oturacağını. Her adım atmaya çalıştığımda karşıma çıkacağını, ayaklarıma dolanacağını, aynalarda gözlerimin içine içine bakacağını, geceleri uykularımı kaçırıp kafamı yastığa bastırıp nefesimi alacağını...
Sonra bir gün her şeyin kaldığı yerden devam edeceğini ya da. Omuzlarımdan dünyayı kaldırmışlar gibi rahatlayacağımı. Gülümsememde artık ona dair hiçbir şey taşımayacağımı ve buna rağmen çok mutlu olacağımı, asla unutmayacağımı ve asla affetmeyeceğimi.
Bunları kimse anlatmamıştı bana. Kimse fısıldamamıştı kulağıma. Şimdi durup baktığımda etrafıma o kadar çoğuz, o kadar kalabalığız ki, bir insanın açtığı yarayı başka bir insanın kapatacağına inanmamakla en büyük hatayı yapmışım aslında.