Haziran 19, 2008

Jilet kanatlı kelebeklerin içime salınmasından bahsediyorum, buna sebebiyet verecek şarkıları "repeat"e alıp öyle dinliyorum. Dinledikçe kanıyorum. Ne güzel!

Fotoğrafla konuşmayalı ne uzun zaman olmuş oysa O, gökyüzüne bakarken, çok uzaklara bakarken, gülümserken ya da sadece... beni dinliyor sanki. Anlattığım her şeyi duyuyor olsaydı şayet eminim susmazdı, bir şeyler söylerdi. Susmak da bir tepki biçimiyse eğer ben bu seferkini reddediyorum. Etkim çok büyük çünkü.
Olasılıklar ne kadar geniş ve uçsuz bucaksız görünse de ihtimaller bir o kadar dar ve kısıtlı aslında. Olasılık ve ihtimalin aynı şey olduğundan bahsetmeyin bana, ben nasıl istiyorsam öyle. Olasılık ve ihtimalin aynı şey olmadığından da bahsetmeyin sakın, dedim ya ben nasıl istiyorsam öyle.

Sen uyurken, sen uyanırken, sen konuşurken, sen susarken, sen öperken, ... Peki ya ben?