- Ne ilginç...
"Sular kesik" günaydın'dan sonraki birkaç cümleden biri olunca insan hayatında, çok can sıkabiliyormuş. Hazırlıksız yakalanmanın huzursuzluğu, yine de tüpün yanında bulunan 5 litrelik şişenin hayat kurtarıcılığı içinde bocalanan bir gün. Etiketi: Yeni.
Köşesine yerleşecek bir kalp bulmuştum ben. Bundan çook uzun zaman önceydi. Üzerine birkaç kişi geldi, üzerinden birkaç kişi gitti. O yüzey gibiydi. En altta, en derinde kaldı. Hiç gitmedi. Bugünlerde istiyorum ki o beni biraz sevsin. Havalar ısındı diye mi böyle oldu, yolculuk yaklaştı diye mi bilmiyorum. Bildiğim tek şey şu ki, sesini duymadığım, tenine dokunmadığım, yüzünü hiç görmediğim O'nu çok özlüyorum.
Öyle bir özlemekse benimkisi, böylece yaşamak işte aslında hayatımın ta kendisi.
İçimde en sarsıntılı depremlerin yaşandığını sanıyor insanlar. Oysa öyle bir huzur ki. Uykudan uyanıp da "ımmm" dedirten rüyalardan biri içindeyim. Diyorlar ki "sen şu an böyle ve şöylesin" diyorum ki ben şu an "öyle" değilim. İnanıyorlar mı? Anlıyorlar mı? Sanmıyorum. Her sabah uyuyorum, her gece uyanıyorum. Gün içinde en çok görüp de hatırladığım rüyaları seviyorum.
En iyi arkadaşım rüyalarım ve en sadık oyuncağım hayatım. Pazartesileri sevmesem de sonsuza kadar oynayacağım.
~ okullarda, nasıl ölüneceğini öğretecek dersler olmalı.
"the lesson today is how to die."