Eylül 28, 2005

Iska!

Hayatı ıskalıyorum sanırım..
Bir türlü tutturamıyorum mutluluğu,o huzur dolduran nefesi..
Hep engelleniyorum,hep bir el göğsümde..
Kulaklarımda sessiz bir çığlık,anlamsız bir korku yüreğimde..
Ruhum zifiri karanlık..
Işığın yansıması bile yok etrafımda..
Güneşten uzak yaşayan gölge insanlarla paylaşıyorum derdimi..
Paylaştıkça çoğalıyorum..
Işığı arıyorum..
Kendim için,hepimiz için arıyorum..
//
Bir yön vermeli bu hayata vakit geçmeden..
Ya da çekip gitmeli bu ömrü daha fazla ziyan etmeden..

giden bir can aslında...

Eylül 22, 2005

İzmir

İzmir'deyim..
Özleyenler olmuş çok şaşırdım.
Ben de özlemiştim aslında..
Dikkatimi çekti de hangi şehirden gitsem ardımdan ağlıyor..
İzmir'e sonbahar gelmiş.
Güneş bulutların arkasına saklanmış,bulutlar dolmuş..Ağlamak üzereler.
Ağlasınlar ki yıkansın bu kent..
Tüm kötülükleri akıtsın üzerimizden..
Kasvete,hüzüne boğsun bizi ve biz kaldırıp başımızı bakalım gökyüzüne.
Kimi özlediysek orada görelim yüzünü.
Akan yaşlarla giderelim susuzluğumuzu..
Toprak gibi bekliyorum yağmura kavuşmayı..
Yağmurum,hayat suyum..
Yağacak ve götürecek her şeyi çok uzaklara..
Yapraklar ıslanacak ve dökülecekler birer birer..
Toprağa karışacaklar teker teker..
Yürüyeceğim sonsuza kadar..
Ayaklarımın altında sarı yapraklar,başımın üzerinde ağlayan bulutlar..
Ruhumda yalnızlık ve yüreğimde sen..
Ellerim boş,gözlerim ufukta..
Bir gün yine birlikte olabilmenin umuduyla...

Eylül 19, 2005

:(

Her güzel şeyin sonu var evet..
İstanbul bitmek üzere..
Şimdilik son sabahına doğuyorum İstanbul'un..
İlk değil umarım son da olmaz..
Sonlardan nefret ediyorum,vedalardan da..
Belki kimseye veda etmeden çekip gitmeli..
Ya da bir sigara eşliğinde bu şehri terk etmeli..

Eylül 13, 2005

Benim gibi seni kimse sevmedi..Daha önce de söylemiştim bunu sana.İşte bak sonbahar geldi sonunda...Rüzgarlar estiriyorum.,tüm yaprakları döküyorum senin için..Yağmurlar yağacak belki..Fırtınalar kopacak..İşte tam orada,o fırtınanın ortasında olacağız..Sen,ben..İkimiz.Korkmayacağım hiçbir şeyden..Yanımda sen..Korkmayacaksın hiçbir şeyden.Yanında ben..Bakacağım gözlerinin içine,en derinine ve söyleyeceğim o kutsal sözleri..Önce fırtına dinecek yavaş yavaş..Damlalar kesilecek..Yapraklar düşmeyecek artık..Belli belirsiz bir gökkuşağı oluşacak tam üzerimizde..Gözlerimiz kamaşacak,gülümseyeceğiz..Şarkılar söyleyeceğiz birlikte..Gökkuşağının üzerinde yürüyeceğiz.Sonbaharın geldiği şehre bakacağız..Sen biraz sarı serpeceksin şehrin üzerine,ben biraz kahverengi..
Ben sonbaharın kahverengisi,seviyorum seni...

Eylül 11, 2005

Yalnızlığımın intiharı


Senden uzakta ve yalnızdım..
Uzağında olmam yetmiyormuş gibi bir de yalnızlığını bırakmıştın bana..
Bana koyan yalnızlık değildi sen yokken.
Senin yalnızlığına mahkum yaşamaktı asıl canımı yakan..
Her yeni güne sensiz olsam da seninle başlamaktı.

Sen yokken birçok şeyden vazgeçtim ben.
İnsanlarla konuşmaktan,sevmekten,rüyalardan,kendimden..
Bir tek beklemekten vazgeçmedim..Hep bekledim seni,sonbaharı beklediğim gibi..
Biliyordum bir gün geleceğini.Gelip beni seveceğini..
Ama bilemezdim sonbaharda geleceğini.
Sonbahar..Bana hep kaybettiklerimi getiren mevsim..
Sonbahar bana seni getiren mevsim..
Sonbahar sen..
Sonbahar ben..Sonbahar hayatımız,biz,ikimiz..
Kurumuş bir yaprağım ben sensiz..
Hayat senden gelip,akıyor bana.
Nefesim senin soluduğun hava,kanın damarlarımda..
Sen yokken kendim bile çok uzağımda..Hiçkimse yok yanımda.
Bir sen ol,bir ben ve bir de sonbahar..Zaten gerisi boş bu dünyada..

Şimdi geldin ve hayatımı geri verdin..İyi ki geldin..Çok özlemiştim.

///
N’olur yüzüme eskisi gibi bakar mısın?
Küllenmiş közlerimden bir ateş yakar mısın?
Dünya işte bu kadar küçük
Bak yine karşılaştık
Sanki her şey aynıOnca yıldan sonra
Öyle yalnızım ki ellerimden tutar mısın?
Benim için kilitli yüreğini açar mısın?
Raslantı mı desem?
Yoksa hiçbir şey mi demesem?
Sözler bazen bozar
Onca yıldan sonra
İşte gülümsedin yine
Düğümler çözülür
Sen istemesen bile
Küçük ışıklar çok uzaktan da görünür
O nasıl bir ‘ilk gün’dü hatırlar mısın?
Yitirdiklerimizi ara sıra arar mısın?
Raslantı mı desem?
Yoksa hiçbir şey mi demesem?
Sözler bazen bozar
Onca yıldan sonra
Yepyeni planlarım var, yapar mısın?
Sana çok özel bir şey sorsam kızar mısın?
Dünya işte bu kadar küçük
Bak yine karşılaştık
Sanki her şey aynı
Onca yıldan sonra
İşte gülümsedin yine
Düğümler çözülür
Sen istemesen bile
Küçük ışıklar çok uzaktan da görünür

Bülent Ortaçgil-Rastlantı Yalanı

Eylül 10, 2005

Sonßahar



Yaprakları koparacağız beraber.
Sen sarıya boyayacaksın hepsini,ben koparıp yerlere atacağım,yollara..
Biriktireceğiz hayatımız gibi yaprakları her yerde..
En güzel yaprağı seçeceğim senin için.
Seçtiğimde yeşil olacak.Seninleyken yeşil..
Sonra gitme vakti gelecek onunda.Düşmesi gerekecek diğerleri gibi.
Dudağını bükeceksin belki,gözlerin dolacak istemesen de.
Tutamayacağım kendimi son bir kez sarılacağım sana.
Sarıya boyanmış ellerini tutacağım..Öpeceğim son kez.Yüzüne bakacağım.
Koparacağım o yaprağı sana uzatacağım.Eline alıp bakacaksın bir yaprağa,bir bana..
Yapman gerekeni yapıp boyayacaksın onu da.
Kahverengi ve sarı karışımı olacak onun rengi.
Sonra ben ineceğim ağaçtan sen bakacaksın ardımdan.
Sıkı sıkı tuttuğun yaprağı bırakacaksın avuçlarından..
Döne döne inecek yere.Diğer yaprakların arasına karışacak.
Sonra bir yağmur bastıracak,aniden..Gözyaşlarım yağmur gibi akacak üzerine.
İneceksin ağaçtan yavaş yavaş ellerini yıkayacaksın yağan yağmurda.
Sarılar akacak her yere,sonbahar gidecek avuçlarından.
Sana kalan hatıram o yaprağı alacaksın yerden,
sığınacaksın altına korunmak için yağmurdan..

Eylül 09, 2005

Bu sabah

O kadar güzel bir şey ki seni düşünerek uyumak..
Seni düşünerek uyanmak..
Her sabah umutla kalkmak..Dünyaya merhaba derken seni aramak..
Bulamamak...
"Acaba" ve "keşke"lerle dolu bir dünya yaratmak..Başrolde olmak..
Seni o kadar çok seviyorum ki..
Bizi üzen neyse burda bitsin diye uğraştım aylarca..
Unuttum sandım..Adını anmadığım zaman,seni aramadığım zaman biter sandım.
Ama bilmiyordum bitmesi için gerçekten bitmesini istemem gerektiğini yani bunun imkansız olduğunu.Asla bitmesin dediğim tek hikayemsin sen benim..En güzel ve en masum..
...

Uyandım ve telefona sarıldım.Umduğumu buldum,cevap yazdım.Sonra biraz vakit geçti Bu Sabahları açmıştım ki kapı çaldı..
-Kim o?
-Kargo.
-Açıyorum 6. kat

ardından asansör bizim kata gelene kadar içimden attığım çığlıklar,yüreğimin ağzıma gelişi ve tekrar yutuşum,acaba,acaba,acaba diye içimden geçirişim..Evet hepsi 30 sn içersinde oldu.Sonra kargoyu aldım adama bir bardak su verdim.Gitti ve ben odama geçtim.Bu Sabahlar'ı başa aldım.Okudum.Okudukça ağladım.Ağladıkça okudum..Düşündüm..O kadar çok düşündüm ki..Eskiden olduğu gibi..Eski günlerime döndüm ben..O kadar özlemişiz ki birbirimizi..Hiç susmadık.Susamadık.Bilmiyorum ben elimden geleni yaptıkça niye her şey karşımda duruyor.Niye herkes engellemeye çalışıyor bi'şeyleri.Oysa ben sana o kadar muhtaç yaşıyorum ki..Bilmiyorlar.Ya da biliyorlar ve bildikleri şey rahatsız ediyor onları.Kim ne derse desin,hakkımda ne düşünürse düşünsün;bu sabahların anlamı bir tane ve değişmez..Şimdi isteyenler çekip gidebilir hayatımdan bildiklerini unutarak.İsteyen kalabilir yanımda "ben"i rahat bırakarak.
Evet,O'nu seviyorum.

Eylül 08, 2005

Bugün

Çok bekledim.
Odalarımı boşalttılar önce..İçimdeki hayatlar,aşklar geçip gitti.
Bir sen kaldın bir de yalnızlığım.
Bugün bir tek seni andım.
Sigaramı yaktım,düşündükçe ağladım...

Değirmenler

Bazen akışına bırakmak gerek gerçekten bazı şeyleri.
akarız dereler gibi denizlere
İsyan etmek yerine sabırlı olmak.Her anın değerini bilmek.Ve birlikte olabilmenin o dayanılmaz mutluluğunu hissetmek ruhunda,iliklerine kadar çekmek sigaranın dumanını.Üflememek bir türlü belki nefesimdeki dumanla birlikte içimden bir parçası da gider diye düşünmek...
belki de en güzeli böyle
İyi ki varsınlar,teşekkürler.Yetmez biliyorum.İşte sanırım bu yüzden ben sana hayatımı adıyorum.Sen varsan varım,yoksan yokum.Bunu söyleyebilmek sana.Gülümsetebilmek seni.Senin gülümsemen..İç ısıtan..Yanlış anlamalar yaşamak sonra,tekrar gülmek.Değirmenler'i Bülent Ortaçgil'den dinlemek.Seviyorsan severim gibi bir önyargıyla yaklaşmak.Ama sonunda sevmek..
Seni sevmek..Dünyayı sevmek.
Anlatmak sana sensiz neler yaptığımı ve dinlemek senden yaptıklarını.Kapatmak kapıları yine diğerlerine sanaysa sonsuza kadar,ardına kadar açmak..Her an seni düşünmek,seni özlemek..Tek bir farkla acımadan,acıtmadan.Tadına varabilmek..
Sonra yarını hesaba katmamak,dürüst olmak,sessizce değil içinden geçenleri tam anlamıyla söylemek..
Pişmanlık duymamak hiçbir sözden,hareketten.Yine olsa aynı şeyi yaparım diyebilmek.Hataları görebilmek ve sivri uçları törpüleyebilmek.
Yitirilenler için üzülmemek,yas tutmamak bugünü sevmek,düşünmek,paylaşmak!
Hayaller kurmak yine,yeniden eskisi gibi.Gerçekleşeceğini bilmek,gerçekleşeceğine inanmak..
Bizden uzak durmalarını istemek.Yaptıklarına sinirlenmek..
Güldüğünü,sıcaklığını,hissettiklerini hissedebilmek..Ağlayabilmek sevinçten ve özlemden.Sonra gülebilmek.
Planlar kurmak,sözler vermek.
Dünyadaki en güzel şey seni sevmek!

Seni Seviyorum.

Eylül 07, 2005

Zaman

Susmak için doğru zaman mı
Yoksa konuşmak için artık çok geç mi bilmiyorum..
Bazı şeyler yitirildi belki,kaybedildi..
Kumdan bir kaleydi sözcükler imkansızlığın dalgası çarptı duvarlarıma.
Aşındırdı sözcüklerimi yok etti.
Şimdilerde avaz avaz bağırıyorum adını her gece,
Kulak kesilip duymak istemen nafile..
Duyurmak istiyorum sana söylediklerimi,paylaşmak tüm hissettiklerimi.
Ama yapamıyorum bir türlü..
Çünkü aramıza gerçekliğin perdesi çekili.
Hayatımın "sen" kesiti bu sessiz çığlıklarda gizli..

Eylül 05, 2005


Çocukların oynadıkları oyunları,
Kedilerin sevgiyi hissetmeyi sevdiği gibi,
Güneşin geceye inat doğduğu gibi,
Sonbaharda dökülen yapraklar,karanlıkta uçmaya çalışan kuşlar
içimdeki sessiz çığlıklar gibi...
Seviyorum seni...

Babam Oğlum

Sevgilim ve dostum,babam oğlum,arkadaşım aşkım...
yok artık.
zaten hiç olmamış.

sadece dinle demek istiyorum,hiçbir şey düşünme.
çünkü şimdi bunlar geldi içimden.
yapamıyorum.
yapamayacağım.köprüleri tekrar yakmayacağım.
uyurken bile özlemeye mahkum kalbim biliyorum.
ama asla adını anmayacağım.
her aklıma geldiğinde bir yerimi kanatacağım.
ruhsal çöküntülerime birebir bedensel acılarım .

Eylül 04, 2005

O

Sen O'sun..

Ev

O kadar boş ve aynı zaman da o kadar dolu hissediyorum ki kendimi.Kafam tıka basa dolu bir çuval sanki.Biraz sağa veya sola eğsem düşecek gibi.Artık kafamı dengede tutmak bile yorucu..Evimdeyim.Ama kendimi buraya bile ait hissetmiyorum.Bu ev artık yuva değil biliyorum ama yuvam neresi bilmiyorum.Doyumsuzluk değil bu hiçbir şeyden zevk almıyorum.Bazen çok mutlu oluyorum bazen ölümüne sessiz,huzursuz,umutsuz ve mutsuz.Bu kadar tezat yaşamak yoruyor sanırım ruhumu,bedenimi.Yemek yerken bile yoruluyorum bu yüzden 3 öğün değil 2 öğün yiyebiliyorum.Bazen tek öğünle geçiştirdiğim bile oluyor.Ne içtiğim kahvenin tadı var ne sigaranın ne de hayatın.Her şey anlamını yitirmiş durumda.Aklım o kadar karışık ki..Çözümü bulamıyorum.Boşluktayım.En dibe sürükleniyorum.Kendime gelmek istedikçe uzaklaşıyorum.Yabancılaşıyorum.Bazen dilimin ucuna kadar geliyor söylemek istediklerim,sonra birer birer yutkunuyorum.Uzandığımda hayaller kuruyorum.Tüm dileklerim tek tek gerçekleşiyor gözümün önünde.Kendimi görüyorum.O kadar mutluyum ki..İşte gerçek "ben" oradaki.İşe yaramaz bir kopya buradaki.Kendimi hiç bu kadar mutlu görmemiştim diye düşünürken irkiliyorum birden.Kaldığım yerden devam ediyorum sonra hayatıma."Ben"im boşluktaki beni çekmem gerek.Kurtarmam gerek.Yolu bilmiyorum.Kayboldum.Uzağım,yakınım.Karlı dağların ardındayım..Kendinden uzaklaşmak dedikleri bu olsa gerek.
Bir kez daha yutkunuyorum,sonra bir kez daha...Nefesim tıkanana kadar atıyorum içime her şeyi.Ruhum kara bi delik sanki.İçime attığım her şey amaçsızca oradan oraya savruluyor.Kelimeleri toparlayamıyorum bazen.Karıştırıyorum birbirine.Gülünç durumlara sokuyorum kendimi.Bazen de endişelendiriyorum insanları.Acı çekmekten garip bir haz alıyorum.Uzaklaşıyorum,uzaklaşıyorum...
Hissedemiyorum.Kavrayamıyorum.
Bu halimi çözebilecek bir insan arıyorum.Kim olduğunu biliyorum.Yutkunuyorum.

Eylül 03, 2005

Dikil'di

Dikili bitti.
İzmir'deyim.
Ayrıntılar yarın..
Yorgunum.

Bir bitti

Anti-sigara toplulukları var üniversitelerde üye olursun sen kesin..

Tupku yorum kısmı ekle döverim!

iki gelmek üzere..
öperim!

Eylül 02, 2005

Şimdi

Şimdi kapat gözlerini..
İkiye kadar say içinden.
Ama saklambaç oynarken yaptığını yapma..Rakamları yutma.
Zaten dilinden dökülüverecek iki rakam birbiri ardına.
Sen yeter ki yavaş ol.
Huzur dol.
Önce bir de..
Sus ve bir nefes çek hayatından,bir gün...
Sonra iki gelsin geriden.
Sessiz ve derinden.
İkinin son "i"si çıkarken ağzından,
eşlik edeceğim ardından.
Birlikte tamamlayacağız ikiyi ve belki de daha birçok şeyi.
Sen saymaya başla şimdi.
Dönebilmem saatlerde gizli...