Mayıs 21, 2010

Mayıs 03, 2010

tren garının üzerinden geçiyoruz. otobüste yan yanayız. o şarkı çalıyor, yeni keşfettiğim(iz) zamanlar. ağladığımda, kendince birkaç neden sıralıyorsun. hiçbiri gerçek değil. yine de kılıf olarak çok uygunlar aslında. hep kılıfları doldurarak yaşamak, yormadı mı hala?
ne zamanını hatırlıyorum yaşananların, ne adlarını insanların. kelimeleri unutmadığımdan bahsediliyor bazen, onlara güvenip zorluyorum ama gelmiyor cümleler saklandıkları yerlerden. gelmesinler de zaten, unutulsun geçmişte kaldığı için unutulacaksa yaşanan her an. hissettirdikleri ya da hayal meyal hatırlanmaları da yeter zaman zaman.

ve siz, öyle güzelsiniz ki her anınızla, ne adınızı unutmak isterim bir gün ne de vücudunuzun herhangi bir ayrıntısını. madem ki kelimelerdir, hislerdir, olaylardır bana yaşananlardan arta kalan, o halde belki de bu yüzdendir bu denli fotoğraf çekmem, anlık görüntüleri kaydetme çabam.